25 Nisan 2013 Perşembe

Aşkın Bendeyken Gel


Gönül ister ama sevemez. Bitiremediği aşklar vardır, unutamadığı sevgililer. Belki de korkuları vardır. Sevdiği kadar sevilmemekten, kendini bile bile ateşe atmaktan korkar. Gönül çirkin olmayan her şeye benzer. Saftır, durudur, sevgilidir. Gönül kendinde olmayanı başkasında arayandır. Bir bütün olmak isteyendir. Sendir, bendir, aşktır. Midende kelebeklerin uçuşmasına sebep olan kişiyi taşıyandır. Çokta kırılgandır, inatçıdır. Kendini parçalamak uğruna canı yandığında unutmamak için savaşlar verendir. Güzelliğini kaybetmemek için içindekini saklayan, gömen güçlü olan şeydir. Çoğu zaman acıdır, ağrıdır. Aşk içine sığmadığında sahibine zarar verendir. Kendisi de özeldir, acısı da. Hiç bir şey onun kadar acı veremez. Çünkü gönül parçasını kaybeden tek şeydir.
Gönül'ün ne olduğunu anladıysan şimdi beni de anlamaya çalış. Benim gönlümde sen varsın. Çok safsın mesela ama bir o kadar da acısın. Çünkü benimkinde sen varsın seninkinde bir başkası. Gönül parçalanmadan elveda demeyi bilmez. Ben parçalanmanı istemiyorum. İlk gün ki gibi gel istiyorum. Saf, duru, güzel halinle. Henüz geç değil, inan. Sen gönül, gönül senken gel. Aşk senken, aşkın bendeyken gel. Ben sende, sen gönlümde güzelken gel. 

Canın Çok Yanacak


Şimdi gittin, acı çekiyor gibi görünüyorum. Haklısın. Sen çekmiyorsun, seneler sonra çekeceksin. Pişman olduğun zaman aklına geleceğim. Ne kadar aptalmışım kıymetini bilememişim diyeceksin. Geri dönmek isteyeceksin. Kabul etmeyeceğim seni. Çoktan başkasının olmuş olacağım. Sen nasıl 'hiç gitmeyeceğim' deyip yalan söylediysen, bende söyleyeceğim. ' hep seni seveceğim' dediğim halde başkasını seveceğim. Sen nasıl arkanı dönüp acımadan gittiysen bende öylece gideceğim. Biliyorum sen hiç pes etmezsin, inat edeceksin. Beni kazanmak için her yolu deneyeceksin ama başaramayacaksın. Beni gördüğünde başkasına aşkla bakan gözlerim sana acı verecek. Şimdi sensizlikte bunlarla avutuyorum kendimi yoksa başa çıkamam sensizlikle. Şimdilerde sadece bekliyorum. Kıymetimi anlayacağın, başını taşlara vuracağın günleri bekliyorum. Ama çok geç olmuş olacak, bilirsin ben hiç bir zaman ikinci planda olmayı sevmem. Başkalarıyla deneyip hiç birinin bir ben olmadığını anladığında geri dönmeni kabul edemem. Çünkü anladığında aklım kalbimi geçmiş olacak. İlk değildin son olamadın. Olursun sanmıştım, şimdi sen üzül. Bensiz ne yapacağını düşünmeye başla. Kahrını benim gibi çeken olur mu sanıyorsun? Bekle ve gör. Bana yaptıklarını onlar sana yapacak. Bana çektirdiklerini çektiğinde gerçekleri görürsün diye umuyorum. Sen kışı yaşarken kalbinde, ben yazın ortasında olacağım. Bunlar iyi günlerin, güzel değerlendir. Bilirsin ben boş konuşmayı, beddua etmeyi sevmem. Çok değil bir zaman sonra bana yaşattıklarının mislini yaşayacaksın. Acırım sana bu yüzden, beddua edemem. Zaten herkes hak ettiğini yaşar. Sen benim sevgimi hiç bir zaman hak etmedin. Ben istediğim için verdim sana o sevgiyi. Şimdi geri alıyorum. Şu an umurunda değil biliyorum. Diyorum ya ilerde anlayacaksın ne kaybettiğini. Biliyorum bana söylediğin güzel olan ne varsa şimdi başkasına söylüyorsun, devam et. Onlar aşık değil sana, yani kanmazlar bu palavralarına. Ben bir aptallık ettim, seni sevdim. Ama acısını ben ödemeyeceğim, sana ödeteceğim. Bunun için sadece bekliyorum, tanıyorum seni eminim pişman olacaksın. Çünkü sen başkası için değişmeye çalışmazsın, bu halinle de kimse sevmez seni. Benden başkası sevmez. Ben seni değiştirmeye çalışmadan, seni sen olduğun için sevmiştim. Şimdi sen bunları gülerek oku sevgilim. Gönül ektiğini biçer, ben ağlayacağın günleri bekliyorum. Bensizlik sana zarar, anladığında canın çok yanacak. 

Kalbim Üç Kişi


Şimdilerde sen ve bir başkası. Sanırım kafam karışık. Senden sonra pek toparlayabildiğimi söyleyemem. Ama seni eskisi gibi sevemediğimi söyleyebilirim. Acı çekme kısmını atlattım, unutma kısmında sorun yaşıyorum. Yaşanmışlar az değil, koskoca bir kaç yıl. Hayatımın en güzel yılları, inkar edemem. O kadar güzeldik ki yan etkileri oluştu. Mesela kimse sen gibi olamıyor, en önemlisi kimseye güvenemiyorum. Şimdi karşıma çıksan unuttum, gözlerine aşkla bakmam. Bir başkasına bakıyorum şimdilerde aşkla, bakmaya çalışıyorum desek daha doğru. Giderken 'ben başkasını seviyorum' demiştin, gülerek gitmiştin. Seni gülerek hatırlayacağımı mı sanmıştın bilmiyorum. Bunu kaldırabileceğimi nasıl düşünmüştün? Kaldıramadım işte şimdi bir başkasına güvenemiyorum. Dün gibi hatırlıyorum yaşananları, en ufak bir acı belirtisi hissetmesem de hatırlıyorum her şeyi. Canım yanıyor. Ama yakan sen değilsin, senin sayende güvenmek isteyip güvenemediğim bir başkası. Bunların sorumlusu olarak acaba seni mi gösterebiliriz beni mi? Kimse bir yükün altında kalmaz en önemlisi kalp kırgınlığının. Bu yüzden birbirini suçlar. Ben seni suçluyorum kalbimi körelttin diyorum. Sen ise gideceğimi söylemiştim sevmeseydin demiştin. Demiştin diyorum çünkü şimdiki düşüncen ne bilmiyorum, benim ki hala aynı. Veda edip merhametsizce gitmeyi ben isterdim. benden önce davrandın. Zaten beni bekleseydin beceremezdim. Sana hiç bir zaman kızamadım hep kendime kızdım. Bir türlü akıllanamadım. Mahvettin beni, senden sonra kaç kişiye dokunduğumu hatırlamıyorum. Empati yeteneğimi kaybettim. Başkalarını umursamıyorum, kimin canını yakarsam yakayım umurumda değil. Bana ne, benim ki yandı onlarınki de yansın. 
Acılarımın üstünden biraz zaman geçtikten sonra yeni biriyle tanıştım. Bir başkası. Ona gün geçtikçe bağlandım sana hissetiklerimin birazını ona hissetmeye başladım. Korktum, oda canımı yakar diye çok korktum. Kendimi geri çekmeye çalıştım, başaramadım. O senin gibi değil 'gitmem'diyor. Sen 'giderim'dediğinde nasıl inanmadıysam aynı şekilde o ' gitmem' dediği halde inanamıyorum. Beni senin gibi terk edip gider diye düşünüyorum. Onu kaybetmemek için gereksiz takıntılar ediniyorum hem kendimi hem onu huzursuz ediyorum. Hala canım yanıyor anlatabildim mi? Senden sonrası diye bir şey yok. Sen hala varsın, aklımdasın, anılardasın. Sadece yanımda değil biraz kalbimde çoğunlukla aklımdasın.
Kalbim şimdi üç kişilik, biri güvenimi yıkıp giden adam, diğeri güvenmek isteyip güvenemediği adam ve kendini sevmekten vazgeçemeyen ben. 

Kalbim Taşıyamadı Seni


Ben yine üzülen, ben yine kaybeden taraf. 
Sen bana fazla geldin, kalbim taşıyamadı seni. O dengesiz haline, yalanlarına dayanamadı. Çok yordun beni, çok yaraladın. Her yalanında biraz daha ağırlaştı kalbim. Üzüntülerimi geride bırakmayı beceremedim. İçimi yakmakla kalmadın, çok derinleri yaktın. İzler bıraktın. Sevmeyi beceremedim ben, çok sevdim. Azıyla yetinmeni istemedim tüm kalbimi açtım sana. Yanlış yaptım, her şeyimi sana verdim. Kendime yaşayacak, nefes alacak yer bırakmadım. Şimdi kalbim seninle doluyken unutmayı beceremiyorum. Çünkü ben bu haldeyken unutmak demek kalbi söküp atmak demek. Sadece seni değil her şeyi söküp atmak demek. Bu çok ağır, becerebileceğim bir şey değil. Bu kalp seni silemiyor. Yeni bir başlangıç yapamıyor. Keşke gitmeden silebilseydim seni, gittikten sonra silmeye çalışmak çok zor oluyor. Beni birlikte kurduğumuz hayallerle bir başıma bıraktın. Daha yaşanmışların yanında yaşanacak çok şey vardı. 
Ben yine seven, ben yine terk edilen kadın.
Keşke gelmeden önce iyice düşünseydin. 'Bu kadını gerçekten seviyor muyum?' diye. Ben sana bu kadar bağlanmışken, kendimi fazlasıyla kaptırmışken ve sensiz bir hayat düşünemezken gitmen aptallık. Belki sana göre çok akıllıca bir fikirdi. Çünkü bencilsin. Peki ya ben? Hayır ben bencil değil aşığım. Seni kendimden çok severken bunları hak etmedim. Düşünsene, her şarkı bana seni hatırlatıyor ve uyuşuyorum. Sen sana bu kadar aşık olan birini neden ellerinle yok ettin ki. Başkası daha çok mu sever sandın. Ya da çok sevgiden mi bunaldın. Halbuki ben seni sadece çok sevdim, hiç üzmedim. Arada şımarıklıklar yaptım, tek amacım kalbini yoklamaktı. Senden uzakta olmak ne demek öğrenmeni isterdim. O zaman kesinlikle geri döner affetmem için yalvarırdın. Bende canımı yakmana rağmen kabul ederdim seni yeniden. Şimdi baksana sadece hayallerdesin, ikimizde dönmeyeceğini biliyoruz. Hayallerinle yetinmeye çalışıyorum. Unutma zamanı geldi, biliyorum böyle devam edersem sonum sana bırakılmış bir mektubun yanında bir kaç ilaç kutusu ve cansız bedenim olacak. Ben hiç bir zaman yerine başkasını koyamayacağım gibi görünüyor. Nefes alamıyorum, dinmesini bekliyorum.  Acılarım dinsin istiyorum. İstedikçe daha çok batıyorsun kalbime. Bir son bulamıyorum bize, bir son yazamıyorum.

24 Nisan 2013 Çarşamba

Sevmekte Gereksizdi


Gereksiz bir veda oldu bu, gereksiz bir gidiş. Bence sevmekte gereksizdi. Madem gidecektik birbirimizden, ne gerek vardı ki. Belkide birbirimizden yıllar çaldık. Belkide en güzel yıllarımızı beraber geçirdik. İş işten geçtikten sonra bunları düşünmenin bir anlamı yok aslında. Ne de olsan giden aşkı, yaşananları silip gitti. Kalan yaşananları inkar etmeye çalışarak hayatta kalmaya çalışıyor. Unutmaya çalıştıkça unutamamak, zamana bırakmak zorunda olmak diye bir şey var malesef. Beraber dinlenen şarkılar var, her şarkıda seni bulmak var. Aşk aklın seyahate çıkmasıdır ya hani, senin ki sana geri döndü mü bilmiyorum ama benimki sana takılı kaldı dönemiyor. İkimizde koca koca hatalarla doluyuz. İlişkimizin giderinde ki hatalardan çok birbirimizin hatasıyız aslında. Yanlış sevmişiz birbirimizi. Yanlış zamanda sevmişiz. Belkide doğru zamanın doğru kişileri değildik, bilemeyiz. Kader deyip geçmek gerek, unutmak gerek. Madem bu kadar canımız yandı, bir daha aşkı denememek gerek. Neden beceremiyoruz silerek gitmeyi? Neden bir yanımız hala birbirimizde? Senin aklın bende kaldı, benim kalbim sende. 
Gereksiz sevmedik aslında, gereksiz gitmedik. Gönderildik, birbirimizden gönderildik. Kalbimiz güzel bir aşk tattı ve bitirdi. Bitsin istemezdin, biliyorum. En az benim kadar sevmiştin sende, belkide daha fazla. Böylesi gerekliymiş diyerek kapatmak istiyorum yaralarımı, beceremiyorum. Ben vazgeçemiyorum, unutamıyorum. Ortada bir ihanet yok, büyük bir sorun yok. Sadece birikimler var. Kalbi hırpalayan birikimler. Kim bilir belkide her ilişkide olan kıskançlıkları bir fazlasıyla abarttık ve bir vedayı hak ettik. Yan yana güzeldik aslında. Aklım yokken kalbimde sen varken her şey daha güzeldi. Vedasız bir aşk isterdim, olmadı. Aşk yine benden gitti. Çok çabaladım inan, bırakmamak için çok çabaladım. Olmadı, beceremedim. Gittin sen, ömürlük olamadın. Son olamadın.

22 Nisan 2013 Pazartesi

Sensiz İntihar


Hayır ya böyle olmayacak. Bu dört duvar arasında seni düşünerek psikolojik intiharlara girişmek saçma. Kendimden ailemden arkadaşlarımda her şeyden uzaklaştım. Düşüne düşüne bir hal oldum. Üstelik mantıklı olamıyorum, bir yere varamıyorum. Hangi mevsimde olduğumuzdan haberim bile yok. Sende yoksun zaten, sen olmayınca mevsiminde havanın neşesinin de burukluğunun da bir önemi kalmıyor. Ben o yağmurlarda seninle sırılsıklam olana kadar yürüyemiyorsam yada bahar kuşlarının arasında seninle bisiklet süremiyorsam inan bir anlamı yok. Bu kadar düşünüp büyütülecek bir şey var mı ona bile karar veremiyorum. Keşke ' bitti işte nokta' diyebilecek kadar düz mantıklı yada gaddar olabilsem. Malesef olamıyorum düşündükçe ağlama krizlerine giriyorum. Neredesin? Kiminlesin? Unuttun mu? Seviyor musun? Dönecek misin? Özür dileyecek misin? Sen mi haklısın? Ben mi? gibi kafamda bin bir deli soru. Bunu kendime isteyerek yapıyorum. Neden yaptığımı bilmiyorum, neyin acısını çıkartmaya çalıştığımı bilmiyorum. Şu telefonu elimden bırakamıyorum. Başlarda her şey için seni suçlarken şimdi her şeyi ben üstleniyorum. Bir an olsun kafamı dağıtmaya yelteniyorum, yine bir şeyde seni görüyorum hıçkırıklara boğuluyorum. Sayende hiç olamayacağım birine dönüştüm. Gecelerden çok korkuyorum, beni içine çekiyor. Nasıl boğuluyorum bilemezsin. Sana deli gibi kızgınken seni nasılda deli gibi istediğimi anlayamazsın. Çünkü bende anlamıyorum. Nefret ederek seviyorum seni. Bağırmak, çağırmak, içimdekileri dökmek ve iki kelimenle yatışmak istiyorum . Bu aşk değilde ne? Bal gibi aşk işte. Delisin sen seni aklından bir an olsun çıkaramayan bir kızı bırakıp gittin. Sana sorsam ' gitmemi istedin, gittim' dersin. Ben gitmeni istemedim. Beni daha çok sev, özle istedim. Yanlış anladın, her zaman olduğu gibi işte. Şimdi dön diye yalvarmak geliyorum içimden. Ama yapamam, sevsen zaten gitmezdin diye düşünüyorum. Belki sana göre saçma şeyler düşünüyorum, sadece kafamda kuruyorum ama durum bu işte. Kafamda kurdukça daha fazla yıpranıyorum, içinde sen olan kalbimi yıpratıyorum ve sana olan güvenimi kırıyorum. Kendimi delirtiyorum. 

Gereksizdin Aslında


Bitmezsin, gitmezsin sanmıştım. Fazlasıyla sevmiştim çünkü, hak etmediğin kadar. Hak ettiğini sandığım kadar. Çok sevdiğim egomu seninle değiştirebilecek kadar çok sevmiştim. Sonra bana yaşattıklarınla sana ne yapsam yaranamayacağımı anladım. Malesef sen nankörsün. Seni tüm benliğinle kabul edebileceğimi düşünürken diğer yandan sadece nankör halinin değişmesini istedim. Değişmedi. Keyfine göre kırdın senle dolu kalbimi, yüreğimi. Ben hiç pes etmedim anlayamadığın her şeyi defalarca aklına sokmaya çalıştım, olmadı. Yazdım okumadın, anlattım dinlemedin, haykırdım kulaklarını tıkadın. Sen neyi seversen onu sevdim, sen o gün nasılsan bende öyle oldum. Bunları yaparken istediğim tek şey sana yaranmaktı. Ne yaptıysam olmadı beceremedim. Sonra silkelendim, kendime gelmeye çalıştım. Ben beni sevmeyen birine yaranmaya çalışmaktan yoruldum. Saçmaydı zaten, hiç denememeliydim. Pişmanım, sebebi çok nazın aşık usandırması ya da hiç bir aşkın sonsuz olmaması belkide. Aslında başta sanmıştım ki benim kocaman kalbim ikimize de yeterdi kim bilir belki zamanla sende severdin, kıymetimi anlardın. Olmadı işte ne kadar uğraştığımı, kendimle verdiğim savaşları, göz yaşlarımı hiç birini bilemezsin sen. Belki umut vermeseydin böyle delice uğraşmazdım, çabalamazdım. En büyük hatayı orada yaptın işte. Canımı böylesine yakmanın en büyük sebebi sevmeyip seviyorum deyişlerindi. Benim her defasında sana inanmamın en büyük sebebi ise toz kondurmadığım kalbimdi. Bunları başından beri bilip kendime itiraf edememem, kendimi kandırmaya çalışmam oradan tuhaf gelse de tek sebebi bir kere olsun beni sevdiğini görebilmekti. Bilirsin ben inatçı, her istediğini elde eden biriydim. Tabi aşık olana kadar. Aşık olunca gurur falan kalmıyor. Mesela en başından beri beni sevmediğini bildiğim halde günden güne daha çok sevdim seni. Seni severek kalbime zarar vermekle kalmadım. Hayatımıda darmadağın ettim, kendimi öylesine hırpaladım ki. Ve bunları yapmamın tek sebebi var, bir hiç. Uğruna değmeyecek bir hiç. İşte o hiç sensin. Mantıklı düşününce sana kızmıyorum aslında tüm hata benim ve kalbimin. Tüm hata oluru olmayan birini sevip kendi kendimi yıpratmam. Zaten gideceğini bile bile sevmiştim. Yanacağımı bile bile ateşe atmıştım kendimi, yüreğimi. Gereksizdin aslında, çok gereksizdin.

21 Nisan 2013 Pazar

Kalbimde Kalamadın


Ya aslında ben git ve şiir ol istedim. Beni daha fazla incitme istedim. Çünkü gidersen yazdıklarımla alışabilirdim sana. Yada okuduklarımda seni bulabilirdim. Ama şimdi her gün yeni bir uğultu çıkartıyorsun başıma. Her gün yeni bir acı, sancı, ağrı. Aslında olmuyor belli. Zorlamayacaktık bu kadar. Haddinde bırakacaktık her şeyi. Biz debelendik, zorladık, olur sandık. Daha çok yıprandık. Gitmemek gerek deyip daha fazla sevmeye çalıştık. Çalıştıkça yüzümüze gözümüze bulaştırdık. Kalbimizde ki sancıları biz yarattık. Dün ağlamana kıyamayan ben bu gün ağlamanı istiyorum. Çaresizliğinden zevk alıyorum. Sen üzüldükçe beni daha çok istediğini, sevdiğini, bırakamadığını düşünüyorum. Yakarışlarının sebebi sevgiyken çare aramaya dönüşüyor. Kurtuluşun çaresini. Kalbinden beni söküp alması için Tanrıya yalvarıyorsun görebiliyorum. Ama ben demiştim git ve şiir ol. Tatlı bir anı olarak kal. Mutlu hatırlayayım seni. Çukurlara hapsetmeyelim sevgimizi. Gitsen yada gidebilsem daha az canımız yanardı. Belki kafamızı toplar geri dönerdik bizi bekleyen aşkımıza. Belkide sensizlik bana, bensizlik sana yarardı noktayı koyardık. Beceremedik biz aşkı bitirip ayrılmayı. Aşkı bitirdik ama birbirimizden ayrı kalmayı. Şu alışkanlık denen şey gerçekten bela bir şeymiş. Baksana aşığım derken iki yabancı olduk. Hak ettik aslında. Malesef aşk bitermiş alışkanlıklar kalırmış. Bizi bir arada tutan aşkmış. Aşk bitince anlaşamadığımız için hiç bir şeyin anlamı kalmamış. İki soğuk yabancı olmuşuz. Baksana, fark etmeden hiç aklımıza gelmeyen şeyler olmuşuz. Canımsın demiştim sana, bitmezsin bende demiştin bana. Haklısın, ben sende bitmeyi beceremedim. Alışmışsın bir kere bana. Ama kalbinde bitebilmeyi çok iyi becerebilmişim. Aklımda kalma kalbimde kal diye çok istemiştim. Olmadı ne yazık. Şiirlerim ol istedim, kalbimde kalamadın. Bende sana yazamadım. Seni okumak istedim,kalbimde kalamadın. Bende seni okuyamadım. Ben ne sende kaldım, ne anılarda. Sen ne bende kaldın ne yaralarımda.

Vedasız Gidişim.


Yapma dediğim ne varsa yaptın. Elimde seni kendime savunacak en ufak bir kırıntı bile bırakmadın. Şimdi sana ne git diyebiliyorum nede kal. Git demememin sebebi, aşık olmam. Kal diyemememin sebebi ne hissettiğini bilememem. Çok mu zor seviyorum deyip ilgi göstermek? Bu kadar zorsa git dememi bekleme sen git. Hem gidemiyorsun hem acı çektiriyorsun. Bende bunları düşünmekten derslerimi düşürüyorum sadece o değil, kendimi de küçük düşürüyorum. Gururun g'sini bırakmadın. Bir yandan beni fitil ettiğin her gün için bela okumak istiyorum diğer yandan kıyamıyorum. Çünkü biliyorum sevenin bedduası tutar. Banada senden öncekilerin ki tuttu sanırım. Baksana Allah belamı verdi. Yani seni bana verdi. Şimdi atsan atılmazsın, satsan satılmazsın. Seninle ne halt yiyeceğimi bilmiyorum. Sadece benim sevmem yetmiyor ki. İki kuplede sen sevsen? Ölmezsin  bu kadarcık merhametle diye düşünüyorum ha? Ben böyle atarlanıyorum sonunda geliyorsun 'aşkım' diyorsun bende ki bütün elektrik nötrleşiyor. Hadi son şans, son şans diyorum. Sonra bir bakıyorum bu bilmem kaçıncı olmuş. Hayır anlamıyorum kadınların akıllı olduğunu söylerler ama olay aşka gelince maşallah bizden safı yok. İnanmak işimize geliyor nedense. Neyse işte sonra ben içinde sevgilimin olduğu tatlı tatlı hayaller kuruyorum sonra sevgilimin bir odun olduğunu hatırlıyorum bütün büyü kaçıyor. ' seni seviyorum' demekten aciz biriyle ilgili ne hayali kurulur ki zaten. Bir insan bir gün olup on gün ortadan kaybolur mu yahu? Burada fena mantık hatası var. Beyfendi keyfi hareketler sergiliyor ben burada kuduruyorum. Sende kalan aklıma edeyim ben. Zaten neye illet ettiysem başıma geliyor neye imrendiysem uzaklaşıyor. 
Ben artık bir şey demiyorum. Kıyamayıp söyleyemediğim her şeyi söylüyorum; Hayatıma girdiğin günün Allah belasını versin. Gurur yaptığın her günün Allah belasını versin. Mesafelerinde Allah belasını versin. Söz veripte tutamayışlarınında, bana yaşattıklarınında seninde Allah belasını versin. Senin yüzünden tonla para ödediğim halde bir halta yaramayan psikoloğumunda versin. İnşallah hakettiklerinle kalırsın, tabi hak edebildiğin bir halt varsa. Senden son ricam benden sonra biri olursa hayatında, ki sanmıyorum çünkü benden başkası sana dayanamaz. Onunda sinir sistemini çökertme olur mu? Çünkü şimdiden kıskanmıyorum, acıyorum. Vedasız gidişimi farkettiğinde sakın küflenmiş kelimelerinle gelme. Çünkü yemin olsun bu sefer kanmam banel sevişlerine.  

Sorunumuz Sevme Şeklimiz


Bu hikayeye bir son lazımdı. Ne seninle oluyordu nede sensiz.
 Her gün kavga ederdik çoğu zaman kavgaları ertelerdik. Seni seviyorum demek yerine 'sana güvenemiyorum'demeyi seçerdik. İşte bu yüzden kaybettik. Aşkımıza saçmalıklarla zarar verdik. Hiç korkmadık. Birbirimizden ayrıldığımızda pişman olacağımızı hiç düşünmedik. Sadece çok sevdik, hırpaladık, bitmez sandık. Sonunda bitti. Bana soracak olurlarsa, ben alıştım artık sensizliğe. Zaten yanımdayken de yoktun. O kadar üzerdik ki birbirimizi ben artık kendimi aşık değilim sadece bağımlılık bu diye kandırmaya çalışırdım. Düşünürdüm, ben bu adamın neyini seviyorum diye. Hatta bunu sen yanımdayken, uyurken, seni seviyorum derken, her şeyde her zaman düşündüm. Cevap bulamadım. Sebep bulamayınca bu aşk değil sandım. Sen ne sandın bilmiyorum. Ayrılık bana iyi gelmedi, sanada iyi gelmedi biliyorum. Arkanı toparlayan biri yok, dertleşeceğin biri yok. Her şeyim sensin dediğin arkadaşın, ailen sevgilin olan bu kız yok. Benim içinde senin içinde mutluluk yok, huzur yok. Sadece pişmanlıklar var değil mi? Keşke gitme deseydim demek geçiyor ikimizinde içinden. Pişmanız, hemde çok. Belkide şimdi yaptığımız bu gurur aşkımız bittiğinde saçma gelecek. Bitmeden barışmak istiyorum. Biliyorum, yine kavga ederiz yine küseriz ama hep benimle olursun. Mesela ben sana bir daha küsmeyiz diye söz veremem ama bir daha ayrılmayız diye söz verebilirim. Sensizlik bana yaramadı. Yarar sandım, yeni bir sayfa gerek sandım. İkimiz içinde en iyisi ayrılık sandım. Yaramadı bize ayrılık. Sensizliğe alıştım dedim, öyle oldu zannettim. Sonra baktım ki her yerde sen varsın. Aptallık bende, hiç düşünmemişim ki ben bu adamdan ayrılırsam nereye giderim diye. Her yerde kokun, yüzün, o memnun olmadığım değiştirmeye çalıştığım şimdilerde geri istediğim sen. Biliyorum sende istiyorsun beni geri. Çünkü her şeyi gözünde büyüten senden çok bendim. Çünkü ben çok severdim. Sen bu dalgacı, neşeli, umursamaz kızı çok değiştirdin. Seni kaybetme korkusundan her şeyi gözünde büyüten bendim. Sorunumuz kaybetme korkusunun getirdiği paranoyak biz. Sorunumuz sevme şeklimiz. 
Şimdi bu hikayeye bir son lazım. Böyle bitsin istemiyorum, mutlu bir son olsun istiyorum. Benimle ol hiç gitme istiyorum. Ve söz veriyorum bende bir daha gitmeyeceğim.

20 Nisan 2013 Cumartesi

Sevgileri Parçaladık


İlk günlerimizdi.. Seviyor mu sevmiyor mu? Özlüyor mu özlemiyor mu? Düşünüyor mu düşünmüyor mu? diye aklımızda dolanan sorular yoktu. Sadece birbirimizi tanımaya çalışıyorduk. İlk tanışmanın fiyasko olduğunu söylerler. Bende buna inanırım. Ama ilk günler diyorum birbirimizi sevgimizle bunaltmadığımız günler, neşeli aşk şarkıları dinlediğimiz günler. Mutlu olduğumuz. 
Sonra araya kırgınlıklar girdi. Zaten bir kere birbirimizi üzdüğümüzde gerisi gelir. Hep olan bir şey işte kırgınlıkla başlar güvensizlikle devamı gelir. Ne yazık ki güvensizliğin getirdiği korkularla kıskançlık başlar. Ve hemen ardından kıskançlığın getirdiği yalanlar gelir. Ben nerede hata yaptım diye düşündüm, haddinden fazla.   
Zaten ne kadar çok düşündüysem o kadar hayal kırıklığı yaşadım. Sevgimi takıntı haline getirdim, aşkı aşktan çıkardım. Kaybetme korkusundan saçmaladım. Halbuki sen beni, ben seni severdim. Her şeye çok sevmek zarar verdi. Her şeyi çok sevmek mahvetti.
Ben ilişkimiz için çabalarken sen hep kenarda kalmayı tercih ettin, sessiz kaldın, beni böylece daha çok deli ettin. Beni sevmediğini düşünmeme sebep oldun. Beni ortada bir şey yokken sen delirttin. Alttan almaya çalıştın daha çok kavga çıkarttın. Neden her ilişkide böyle oluyor anlamış değilim. Neden hep bir hüzün, hayal kırıklığı. Ben eski bizi özledim. Sana aşık olup takıntı haline getirmediğim, mutlu neşeli aşk şarkıları dinlediğimiz günleri özledim. Nankördük biz ilk günlerimizin değerini bilemedik, sevgimizi aptal düşüncelerle parçaladık, mutlulukla yetinemedik hep fazlasını istedik. Azıyla yetinmek zorunda bırakıldık. 

İnan Artık Sevmiyorum


Geriye bakıyorum bakıyorum. Tanrım ne çok sevmişim ben diyorum. Neler çekmişim böyle. Sonra şimdilere bakıyorum o acılardan eser yok hatta hatırlamıyorum bile. Hatıralarda olmasa kim bilir, belkide hiç bir şey hatırlamayacaktım. Bu iyi bir şey mi kötü mü bilmiyorum. 
Değiştiğimi söylüyorlar. Hiç farkında değilim. Sanırım seninle birlikte ruhum, insanlara olan güvenim, inancım, neşem, heyecanımda gitti. İnan ki sevmiyorum seni artık, hatta üzerinden o kadar çok kişi geçti ki hiç biri sen gibi olamasada benim seni sevdiğim gibi beni sevdi. Yazdıkça hatırlıyorum sanırım sen beni seviyordun, aşık değildin. Neyse unutalım yine derinlerde saklayalım eskileri. İnsanların hayatında hep sorunlar olur değil mi? Benimde hayatımda çok problemler oldu senden sonra. Mesela sen gidince yıkıldım. Biliyor musun hiç içmem dediğim sigaraya bile bir an elimi attım. Ama bilirsin ben hep akıllı bir kızdım. Zaten bu yüzden seviyordun beni. Çektim elimi ayağımı sigaradan, kötü arkadaş çevresinden. Oturdum sindirdim ayrılığı. Annem demişti zaten unutacaksın bunları hatırlamayacaksın diye. O zamanlar boş gelirdi bu laflar bana inanmak istemezdim. Bilirsin işte ben doğru olana değil işime gelene inanırım. Şimdi şimdi annem haklıymış diyorum. Gerçekten fena halde unuttum seni hatta başkasını seviyorum. Seviyorum diyorum, senin gibi bende aşık değilim sadece sevebiliyorum. Senden sonra biraz olsun değiştiğimi söylüyorlardı sanırım bundan bahsediyorlar. Ben artık aşık olamıyorum. Bak bende bir şeyi değiştirip gitmişsin. Ama şu bağımlılık huyumu yok edememişsin keşke onuda gitmeden değiştirebilseydin. Şimdilerde biri var, bana aşık olduğunu söylüyor ama inanamıyorum, güvenemiyorum.  Ah gördün mü bende ikinci bir şey değiştirmişsin. Aşık olamadıktan sonra birde güvenememek çıktı. Ona inanmadığım halde bırakamıyorum. Sanki bana ondan başkası katlanamaz gibi geliyor. Hem sevdiğine inanamıyorum hem kimse beni onun kadar sevip kollamaz diyorum. Onu yanımdayken seviyorum ama bir an olsun yanımdan ayrıldığında kafam karışıyor. Senden sonram çok farklı iyi huylarım gitmiş kötüler yine bende kalmış. Ne hale gelmişim ben böyle. Senden sonra temkinli olup kalbimi dinlemekten vazgeçerek akıllanmış mıyım yoksa bir robota mı dönüş müşüm? Bunların senin yüzünden başıma geldiğini söylüyorlar, ben hala fazlasıyla değiştiğime inanamıyorum. Eğer gerçekse bunlar, bana olanlar senin suçunsa gel her şeyi düzelt isterim. Ama bir yandan korkarım tekrar karşıma çıkarsan aşkım dirilir mi diye. Her neyse artık sen yoksun, olmayan bir şey sevilmez. Nerde, ne halde olduğunu düşünmek istemiyorum. Umurumda değil. Sadece kalbimin eski haline dönmesini istiyorum, düzelmek istiyorum. Onu gerçekten sevmek istiyorum. 

Bu Sefer Dönmek yok.


Bu sefer sonsuz gidiş var, geri dönüş yok. Bu sefer muammalar yok, çok düşünüp kafa kurcalamak yok. Hiçlere gidiş var, kalbi yok ediş var. Geriye bakıp pişman olmak yok, geriye bakıp aşka tapma zihniyetini yok edip güçlü kadın duruşu sergilemek var. 
Pişman olduğunda, ben çok uzaklara vardığımda bir bak. Her yerde bir not, sana yazılmış. Toparlayamadığım. Birinde dön diyor diğerinde dönme. Birinde aşığım diyor diğerinde nefret ediyorum. Dengesiz olan ben değilim. Dengesiz olan kalbim. Sebebi sensin, sebebi kalbimin içine edişlerin. Sende böyle değil miydin. Bir gün severken ertesi gün sevmeyen. Aslında daha fazlasıydın, beni elinde oyuncak edecek kadar akıllıydın. Bense seni kaybetmemek için her şeyi göze alabilecek bir aptal. Mutsuzken iki kelimene aldanabilecek bir aptal. İyi oku bunları, mutsuzken diyorum. Peki mutsuzluğumun sebebi neydi? Sendin, sen. Yaptıkların, söz verişlerin, tutamayışların, aldatışların. Geçmişimize gidiyorum, geliyorum, bakıyorum. Böylesi çok iyi olmuş aslında. Artık hayatımın merkezinde ben varım. Hesap vermem gereken biri yok. Canımı sıkan, sinirini benden çıkarmaya çalışan biri yok. Sonra bir an duruyorum mesela geceleri, geri adım atmak istiyorum. Yine geçmişimize gidiyorum,geliyorum, bakıyorum. Affedeyim diyorum, ağlatsın ama kandırsın yine iki kelimeyle diyorum. Kanayım yine yalanlarına, isteyerek. Ah ne zor bir bilsen sensizlik. Daha zoru birine bağlı kalmak, muhtaç olmak, bir yanını onda bırakıp gitmeye çalışmak. Sende ben gibisin aslında, bana çektirdiklerini bir başkası sana çektirmiş. Acısını benden almaya çalışmışşsın. Eğer güzel olsaydın ben yaralarını sarardım. Bir fark var aramızda ben senin gibi acımasız değilim. Başkasının canını yakmam, yakamam. Giderim uzaklara, yapamazsam senin canını yakarım. Senle mutlu değildim zaten, kendimi kandırırdım ve şimdi son kararım sana git, gitme demiyorum. Sana aşığım,nefret ediyorum demiyorum. Ben gidiyorum diyorum. Biliyorum kaybettiğin için büyük ihtimalle anlayacaksın değerimi. Bu yüzden ne olur sevme beni diyorum. Nefret bile edemiyorum artık. Anla o kadar uzaklaştım senden. 
Bu sefer yeni hayaller var, yeni hatalar yok. Bu sefer benim dünyam var, merkezimde yeni misafirler yok. Bu sefer mutluluk var, geriye bakıp benden aldıklarını istemek yok. Bu sefer yeni bir ben var içinde senin yükün yok, bende aldıklarının daha güzeli var. Koskaca parlak, tertemiz yürek var. 

Bir Ben Daha Yok


Yazılarımda kalbim kadar, derin uçsuz bucaksız soluk bir gölge.
Bir zamanlar kalbim sen kadardı. Sonra sen gittin, tüm beni alarak karanlığı bırakarak gittin. Çok gördün bana kendini. Yokluğunda çok bilirim ben, gece aklıma düştüğünde rahatlamak için hıçkırıklarla yazdıklarımı. Sebepsiz ağlayışlarımı, sana değer verip bu hallere düştüğüm için kendime acıyışlarımı. Çok bilirim ben, sen bilmezsin. Oysa soğuk tonlardan sıkıldığımda farketmiştim seni, dinleyerek anlamıştım samimiyetini, aşkını. Yalanmış, kendimi kandırmışım. Her budala aşık gibi farklı olduğunu sanmıştım. Seninle alakası yok, sadece çok sevdim ben. Gülüşünü, sevişini, dokunuşunu, acısıyla tatlısıyla her şeyini. Böyle biteceğini bilemezdim. Allah belamı verdi işte seninle. Bende isterdim acı çekmek yerine ruh ikizime aşık olmayı ama öylesi aşk olmuyormuş işte. Aynı şeylerden hoşlanmak, anlaşabilmek aşka yetmiyormuş. Zaten aşk bir tane anlatılmak istenince milyonlarca kelime. Hissedilenler aynı, hislenilmişler farklı. Aslında bunlar saçmalık, geriye dönüp hata aramak aptallık. Keşke demek gereksiz. Adım adım geldik biz bu noktaya, ellerimizle mahvettik. Kim bilir işimize geldi belkide böylesi. Hani kaybetmeden değeri anlaşılmıyormuş ya bazı şeylerin. Birimizde durup gözden geçirmedi yaşanan hataları. Birimizden görmezden gelemedik kötüleri, yapılan iyiliklerle yetinemedik. Ben 'o' gitti diyorum. Acaba gerçekten sen mi gittin? Yoksa aşk mı bizden gitti? Peki benim suçum var mı? Bana soracak olursan var. Çünkü ben daha çok sevdim. Bu yüzden daha çok acı çekiyorum. Sen iyileri alıp gittin. Ben kötüleri akılda tutarak. Şimdi bana baktığında ağlamaktan durgunlaşmış gözlerimi, senden arınmak için kazıdığım benliğimi, deştiğim kalbimi, soyulmuş tırnaklarımı, senden kurtulmak için kullandığım insanları, bedenimde bıraktıkları kirli izleri, can parçalarını görebilirsin. Ya da onları boş ver. En önemlisi bir veda bile etmeden giderek bıraktığın izleri görebilirsin. ' Ben sana ne yapmışım böyle' diyecek olursan eğer, 'seni sevdiğimi anlaman için bunlara gerek duyduğunu bilseydim daha önceden yapardım' derim. Halime üzülüp dönmek istersen, ' dönme acınacak halde olan sensin' derim. Çünkü bir ben daha yok. Bir tane daha benim kalbimden yok. Seni böyle delice sevebilecek bir kişi daha yok. 

13 Nisan 2013 Cumartesi

Ölsün Tanrım


Bu gün çok yazdım. Oysa duygusuz olduğumu söylerler. İçimde sen varsın, bilmiyorlar. Gizliyorum seni herkesten, her şeyden. Korkuyorum duyulursa bitersin diye. Aslında ağzıma 'aşkım' gibi şeyler yakışmaz. Beceremem hissederek söylemeyi, kekelerim. Ama iş aşk acısına geldiğinde kalbimde ki tüm yükleri kağıda dökerim. İçimdeki seni tanımıyorum, şimdilik. Tek bir şey biliyorum canımı çok yaktığın. Mesela ben mutluyken yazamam. Zaten kalbimde hiç boş durmaz. İlla bir acı, ayrılık, nefret ister. Sanırım tepeden tırnağa her zerrem mutsuz olmak istiyor. Acaba ben mutsuz olmak için yaratılan kadınlardan mıyım? Bazen 'Tanrım bende gök kuşağına bürüneyim, kalemim kırılsın sadece onun gözlerine bakayım, yazacak acım olmasın' diyorum. Tanrı kabul etmiyor, yazmaya devam ediyorum. Sanki buruşmuş kağıtlara hüküm giymiş gibiyim. Düşünüyorum, düşünüyorum yazacak mutluluk bulamıyorum. Yazmak için illa deşeceğim bilinç altımda ki eskileri. Kimi zaman mutlu resimlere el atıyorum. Hepsinin arkasından buruk düşler çıkıyor. Tanrım bu nasıl bir ceza? Bende hatırlamadığım zamanların tatlı alaycı kızımıydım acaba? Buruk buruk hatırlıyorum, biri geldi benim dünyamın merkezini benden çaldı. Yapmaması gerekirdi. Ellerimle vermiş gibi suçlu hissediyorum kendimi. Sanırım oda bana boğuk grisini bıraktı. Ve şimdi çıkmıyor benden, ne kadar yazsam da tükenmiyor içimde ki bilinmez. Ve ben onu artık tanıyamıyorum Tanrım. Bana öyle acı kesikler atıyor ki, yazmam gereken daha çok acı yapmam gereken daha çok saçmalık var. Kurtulamıyorum, yapamıyorum. Lütfen ölsün artık ölsün içimde ki dehşet. Kapansın yaralarım.

Oysa Güzeldi Benim Kalbim


Ne yapıyorsun bize? Hırpalıyorsun, dağıtıyorsun bizi. Farkında değilsin, yavaş yavaş ölüyor sevgimiz. Kayboluyor taptığım adam. Yapma artık, ellerinle mahvetme bizi. Güzeldik biz, mutluyduk. Her şeyden önce bizdik. Yıpratıyorsun şimdi bizi, Söndürüyorsun ateşimizi, hayallerimizi. Oysa biz bu aşka sahip olabilmek için ne fedakarlıklar yapmıştık. Ne değişti şimdi? Çok mu geldi sevgim, saygım, emeğim? Bu kadar mı nankörsün sen? Seni kendinden çok seven birine biraz olsun değer veremiyor musun?  Sevemiyor musun beni eskisi gibi? Ne değişti ha, ne değişti? Dün aşkım derken bu gün beni hırpalıyorsun. Ben önemli değilimde ya kalbim? Benim kalbim çok güzel .Çünkü içinde sen varsın, aşk var. Benim kalbim diyorum sana, hani içinde sen olan. Yapma artık bitirme bizi. Ya çok sev ya çek git aklımdan. Kalma ortalarda, yakma beni. İzin ver seveyim seni.

Korkuyorum Sevmelerden


Bana gitmem için bir neden söyle. Lüften? Gideyim senden. Bağlanmadan, aşık olmadan gideyim. Çünkü biliyorum, ben güzel olan her şeyi yüzüme gözüme bulaştırırım. Seni de mahvederim. Benden vazgeçmen için bir neden daha vereyim. Benim aptal, budala takıntılarım var. Yitirilmiş arzularım, tutkularım, mevsimlerin var. Bağlanmaktan, ruhuna dokunmaktan korkarım. Çünkü biliyorum gidersin sen, senden öncekiler gibi gidersin hayatımdan. Sürekli sana, bana, hayata yenik düşmem sinirlerine dokunmaya başladı mı sevgilim? Benim beynime, algılarıma çok dokunuyor. Her neyse işte, git sende çok olmadan. Sana aşık olup saplantı haline getirmeden, dokunmakla sevişmek arasında ki ince çizgiden sapmadan git. İliklerimi kurcalamadan git işte. Biliyorum istesekte mutlu olamayız, hemde hiç. Ben kendime güvenemiyorum, seni kırmaktan çok beni kırmanı istemiyorum. Korkuyorum işte, anla ne olur. Çok hayal kırıklıklarım var benim. Çok kan kaybettim ben, çok ruh kaybettim. En acısıda bir zamanlar kalbime sığmayan yaşama sevincimi ellerde parçalatarak kaybettim. Ruhum şimdilerde karanlıkla sevişiyor. Dört duvar arasında tıkalı kaldım. Beni buraya, kalbimi bataklığa saptırdılar. Sende git ne olur. Anla artık burunlarımız sürtüşsede dudaklarımızın arasında mesafeler var. Sen çok yakınsın, ben çok uzağım sana. Burası karanlık, o pembe diziler gibi masallar gibi huzur dolu değil. Burada ben varım içime çekerim seni, korkularıma, sancılarıma. Canını yakarım. Belki kızdırırsın, aldatırım. Sağlıklı düşünemiyorum ki ben. Yaralarım var, çok derin. Kapanmıyor, kapanmıyor çok derin. İntiharın eşiğindeyim, senide sürüklemek istemem. Git yalvarırım, çarmığa gerilmiş kalbim yaramaz artık işine. Bedenim desen kör düğüm bir ipin ucunda. Şimdilerde ayaklarım itiyor hayatımı, seni ve sandalyeyi. Git ne olur ellerinde ölmek istemem, çağresizliğimi görmeni istemem. Sadece al bedenimi bataklığa sapmış kalbimin yanına bırak sevgilim.

Oysa gitmem demiştin.


Hiç gitmeyecekmiş gibi seviyorum dedin. Seni üzmeye kıyamam, bırakmam, sen hep benimsin dedin. Çok değil kısa bir zaman sonra gittin. Önce bir kenara sinip günlerce ağladım. Gidişine inanamadım, sensiz yapamam dedim. Sonra sensiz ölü gibi yaşamayı öğrendim. Bana öyle acılar bıraktın ki, ağlamaktan yaşlarım tükendi, kalbim köreldi. Biraz daha zaman geçtikten sonra sensiz yaşanabileceğini öğrendim. Sadece sensiz değil aslında, kimsesiz yaşamayı öğrendim. Artık kimse beni sevmeyecekmiş gibi, herkes bana yalan söylüyormuş gibi hissediyorum. Sanki her şey sahteymiş gibi. Sen giderken sadece kalbimi yıkmakla kalmadın. Hayatımı, insanlara olan güvenimi, umudumu da yıktın. Ve biraz daha zaman geçti. Dedim ya gün geçtikçe kalbim köreldi. Artık benim de hayatımda biri var, zor da olsa toparladım kendimi. Ama yaptığım saçmalık, ben senden başkasıyla olamam ki. Onda bile seni arıyorum, işin kötüsü tek bir sen bile bulamıyorum. Gittikçe uzaklaşıyorsun benden. Yine seni, hep seni istiyorum. Aşkım gittikçe hırsa dönüşüyor. Aradan yıllar geçiyor bir eski bana, bir eski duygularıma bakıyorum. Duygu diye bir şey kalmamış ki. Artık sen yoksun başkası var, başkaları var. Artık senin sevdiğin hiç bir şeyi sevmiyorum, kendimi bile. Canımı öylesine yaktın ki, kalbimde öyle derin izler bıraktın ki. Seni unutsam da başkasını sevemiyorum. Dönüp dönüp geriye bakıyorum. Oysa gitmem demiştin, söz vermiştin. Bir zamanlar kalbimi kıramayan tek kişi sendin. 

11 Nisan 2013 Perşembe

Yak canımı yeniden


Sen giderken söz vermiştim kendime. 'Bir daha asla, asla affetmeyeceğim' demiştim. O kadar çok kırmıştın ki beni defalarca, hiç acımadan. Bense her seferinde aptal gibi affetmiştim seni. Bir daha beni üzmeyeceğine inanmıştım, inanmak istemiştim. 

Şimdi seni ellerimle gönderdim ve kendime söz verdim. Affetmeyeceğim, unutacağım, kalbimde bitireceğim. Çok değil sadece bir hafta geçti. Sensiz, ölü gibi bir hafta. Şimdi beni o son gördüğünde sana git diyen kız yok. Sevdiği halde kendinden taviz vermemek için mantıklı düşünmeye çalışan kız yok. Kalbim mantığımı yendi. Şimdi keşke demek anlamsız, keşke git demeseydim demek saçma. Dön demek zor. Dön desem dönmen zor. Aşk çok saçma, saçma olmasa aşk olmazdı ya zaten. Beni üzdüğün için seni suçlamıştım ama ortada bir aşk vardı. Şimdi gitmene izin verdiğim için kendimi suçluyorum, hala aşk var mı bilmiyorum. Dön geri, dön yak canımı yeniden istiyorum. Benim olduğunu bileyim, beni sevdiğini bileyim. 

Yeter ki dön, yak canımı yeniden.

5 Nisan 2013 Cuma

Cennette bir seçimdi, cehennemde..


Cennette bir seçimdi, cehennemde..

Ve ben kendi cehennemimi yarattım. Pembe rüyalarımdan kaçıp şehvetli görünen, mey gibi kırmızı, sarhoş edici sana kandım. Uzaklardan o kadar çekiciydin ki. Yaklaştıkça girdabına çektin. Çıkamadım, bırakmadın. Canımı çok yaktın. Ben seni sevdim, sen içinde ben olmayan her şeyi sevdin. Ben mutsuzluğum da güçlü kadın olmaya çalıştım, sen küçük alaycı bir çocuk gibi oyaladın. Sonunda ben tükendim, sen tükettin. 


Sana koşmayı  marifet sanmıştım. Çok yanılmışım. Meğer kaçarak uzaklaştığım yer cennetimmiş. Geride bıraktığım, ellerimle ittiğim zamanlar, nankörce vazgeçtiğim hayatım cennetimmiş. Sen arz sen sefa sen cefa sen benliğimde kalmiş bir defa.Cennetim ol istedim buda fazla geldiya sana.

Ben tükendim, sende tüken

Artık sana yazamıyorum, en çok söylediğim sözleri söyleyemiyorum, en çok gittiğimiz yere gidemiyorum. Çünkü orada sen varsın çünkü her kelime seninle yaşadığım bir parça. Mesela en basiti aşkım öyle değil mi? Herkesin diline sakız ettiği aslında en özel olan kelime. Şimdi sen yoksun aşkım yok. Başkasına aşkım demenin anlamı yok. Olsa saçma olur, hemde çok. Mesela artık sana gelemiyorum hemde hiç bir şekilde. Rüya göremiyorum ki görmek için uyumak gerek. Uyuyamıyorum ve yazamıyorum da. Eskiden olsa sana uzun uzun yazardım şimdi ise yazamayışlarıma yazıyorum. Kelimeler bitti desem saçma olur değil mi? Peki ya duygular bitti desem? Belkide bu daha saçma. Belki de kalbim köreldi. Yoksa bu hissizlik neden? Bilmiyorum iste bulamıyorum. Çünkü cesaret edemiyorum bana ilham veren o yüzünü, sesini göremiyorum. Seninle olan her şeyden kaçıyorum. En doğrusunu yapıyorum. Madem sen unuttun bende unuturum. Kendimi odalara kitler yazar yazar tüketir unuturum. Sahi unutur muyum? Yoksa kendimi mi kandırırım? Yazamayan ben ne çok doluymuşum aslında. Baksana seni hissedememekten korkan ben, ne kadar çok içindeymisim aslında.