26 Nisan 2016 Salı

Yarım Kalmış Yazılar


O gece sahilde uzun uzun oturduk. Beraber geçirdiğimiz en uzun geceydi. Sanki yıllardır yanıbaşımdaydın. Öyle içten, öyle samimiydin ki. Yanında bir an olsun gülüşümü eksiltmedim. Çok mutluydum o gece seninle.

Herşeyi, bütün belkilerimi acabalarımı geride bırakıp sadece yemyeşil gözlerine odaklanmıştım. Sonra sen bir şarkı açtın ve ben o karanlık denizin en dibine daldım. 'Ne oldu prenses neden birden durgunlaştın?' diye sordun bana. Cevap veremedim, sol yanağımla gülümsedim. 

Üzüldüğümü anladında, sebebini anlayamadın. Yani ben sana nasıl anlatayım ki, ben seni böyle canımın içine koyup severken senin başkasını seviyor oluşunu. Nasıl anlatayım gözlerindeki o acıyı görüp elimden birşey gelmeyişini. Ve birde neden seni kendinden çok seven beni değilde, terkedip gittiğini sevişini. Nasıl anlatabilirdimki sana bunları. 

O gece gözlerine bakarak gülümsediğim son gece olduğunu bilseydim, içimden geçen herşeyi yüzüne haykırırdım. 

Senden sonra kimse prensesim demedi bana. 
Babam bile.

16 Nisan 2016 Cumartesi

Bilmek Yetmiyor


Aklım başımdayken ölemiyorum. Delirmek için elimde bir fırsat varken yaşamayı seçmek zorunda kalıyorum.

Çünkü artık biliyorum, ölüyorum dediğim her an yeniden doğuyordum. Ve bunu geriye baktığımda, daha beterleri başıma geldiğinde ancak fark edebiliyordum.

Aklım başımdayken yok olamıyorum. Düşünmeyi bir kenara bırakıp kendimi hiçliğin ortasına koyamıyorum. Normalde bir insanı düşündürmek öldürmekten daha zorken, ben düşünmekten ölmeye fırsat bulamıyorum.

Fark edebiliyordum.
Acımı kucağıma alıp korkulara sarıldığımda,
Korkak olduğumu yüzüme vurduğumda,
Gerçeklerden kaçmaya çalıştığımda,
Yokluğunu kendime itiraf etmemeye ısrarcı oluşumda,
Ve bunları delirmeye bağlayışımda bile fark ediyordum.

Güçlü olmak istemeyip aslında olduğumu,
Korkak olduğuma kendimi inandırma çabalarımın sonuçsuzluğunu,
Acımın aslında kaybediş değil kendimi buluşum olduğunu anlayabiliyor,
Fark edebiliyordum.
Çünkü canınız yandığında doğruyu bilmek yetmiyor, aynı zamanda anlamak ve hissetmek gerekiyor.