16 Şubat 2019 Cumartesi

Olmak ile Olmak İstemek


Olmak ile olmak istemek arasında o kadar fark var ki.. Sevmek ile sevmek istemek- katil olmak ya da katil olmak istemek..  İstediğimiz kişi mi oluyoruz? Yoksa sahiden olduğumuz kişi mi olmak istiyoruz? 

Kararlarımız bize çıta atlatıyor ya da yozlaştırıyor. Çıta atlarsak bir sonraki tırmanışa hazırlanıyoruz. Yozlaşırsak ise tırmanacak aletlerin hayatımıza girmesini bekliyoruz. Her seçim bir adım atarak karara ulaşmamızı sağlıyor ve her karar karşımıza yeni bir seçim çıkartıyor. Hep daha fazlasına ulaşmak uğruna seçenekler içinde boğuluyoruz. 
Ve sonuç; delilik.
İçi boş bir delilik. Dahilikten, bilinçten ve yetenekten uzak, hiç bir işe yaramayan tüketim deliliği. Yaratmadan tüketmek? Ne olduğumuzu bilmeden ve anlamaya çalışmadan sırf kaçabilmek için başka biri olmak istemek- belki bazen içindeki boşluğu doldurabilme düşüncesiyle sonu gelmeyen bir tüketim döngüsüne girmek. Ya da içindeki boşluğun kendinden ötürü olduğunu algılayamayıp çabadan uzak, başka biri olmayı dilemek...

Kendinden kaçamazsın. Özün ve fikirlerin orada, içinde. Onları öylece çöp poşetine koyup sokağa atamazsın. Çıkış yolu bulamayıp kendini öldürmek istediğinde katil olmazsın. Sevdiğin biri ile birbirinize kattığınız bilgilerle; sevmek isteyip kendini zorladığın ama sevemediğin biriyle birbirinize kattığınız şeyler aynı olmaz. Orada yıkımı ve hayal kırıklığını öğrenirsin. 

Çabalamaktan kaçma, duygularından ve hayal kırıklıklarından da.. 
Kendini sevmeyi öğren, kendine verdiğin sözleri tutmayı da..
Özüne dön ve yüzleş.
İşte o zaman sen 'sen' olacaksın. Başka biri ya da bir şey olmak istemeyeceksin.