29 Temmuz 2016 Cuma

Anılarımızın Hatırı İle


Anılarımızın hatrı bir türlü tükenmiyor. Ağlıyorum, sızlıyorum, bağırıyorum, çağırıyorum başa dönüp seni özlüyorum. Anılarımız acı veriyor, yinede sevgisi bitmek tükenmek bilmiyor.

Uğruna savaşılacak adamdın. Dünyanın en güzel adamıydın, ama değilmişsin işte. Devrik cümlelerimden bir farkın yokmuş. Kalbimde güzelmişsinde anlatmaya gelince eğreti durmuşsun yüreğimin en güzel yerinde.

Biliyorum bitmeyeceksin, ömrümün sonuna dek dinmeyen yaram olarak kalacaksın. Kalbimin yarısı hep tamamlanması imkansız olarak kalacak. Hayatımın sonuna dek uzaklara daldığım özlemim olarak kalacaksın. 

Geleceğe bakıyorum geçmişi görüyorum. Senden kaçtığım her yol sana çıkıyor. Paramparçayız ikimizde. Ve benim kırıklarım sende, seninki bambaşka bir kadında.

Oysa küçük kalbimde küçük hayaller kurmuştuk seninle. Şimdi ben unutsamda aşk unutmaz. 

Kendimi sende unutacak kadar çok sevdim ya, asıl ben ona yanarım. 
Kendimi sende ölecek kadar çok sevdim ya, asıl ben buna kanarım.

Sabah olacak, zamanın hızla tükenmesini beklemek için dua edeceğim. Gece gelecek, sabah olması için dua edeceğim.  Haberin yokken kalbimi sende tüketmeye devam edeceğim.

Söz veriyorum, hiç bir şeyden haberin olmayacak. Seni acınası halimle rahatsız etmeyeceğim. 

Anılarımızın hatrıyla tükenmeye devam edeceğim.

28 Temmuz 2016 Perşembe

Goddessizm Kuralları



  • Kimseye senin hakkında ne düşündüğünü, artı ve eksi yanlarını sorma. (Sence ben nasıl biriyim, beni nasıl buluyorsun vb..) Bu sorular karşındakine seni özgüvensiz gösterir. Bu tarz soruları sadece seni yargılamayacak koşulsuz şartsız seven insanlara sormalısın. Unutma annen ve baban seni koşulsuz şartsız seven tek insanlar. 





  • Sevgilinin arkadaş kadar, arkadaşın anne kadar gerekli olmadığını öğren. (Her konuda öncelik annişkoların.)



  • Aşık olmak doğum gibidir. Annen ve baban sen doğduğunda, sana koşulsuz şartsız kucak açıp sevgi verebiliyor. Bunda sebep, sonuç, mantık aramıyorsak aşık olduğumuzdada eşimizi nedenlerden ve sebeplerden dolayı sevmemeliyiz.  Yani olduğun gibi sevil. Beceremiyorsan büyük ihtimalle yanındaki insan yanlış kişidir. 



  • Yerine göre düzenli olmayı öğren. Uyku düzeni hayatın bir parçasıdır, düzenli snap atmak değildir.


  • Popüler kültüre ayak uydurma, kendi popüler kültürünü yarat.



  • Cesaretli ol, sonuçları göze al. İşine gelmeyen bir şey olduğunda kör ol.



  • Yaşadığın herhangi bir olay sonucu sen beyaz dediğinde muhtemelen çevrendeki insanların çoğu siyah diyecektir.Bu gibi olaylarla karşılaştığında şunu söyle kendine 'siyah doğru bir seçim olsaydı bunu söyleyen kişi şuanda benden daha mutlu olurdu' Başkalarının fikirleri kimin umurunda. Herkesin başka biri hakkında binlerce boş fikri vardır. Kendin için en doğru 5686874 kararı sen verirken başkaları senin için en kötü 345678 karar verir. (Annişkolar hariç.)



  • Bir yeteneğini keşfet ve onu geliştir. Bu şekilde kendine olan güvenin artacak, kendini daha mutlu ve değerli hissedeceksin.



  • Bir insanın beş huyunu severken bir huyunu sevmeyebilir ve bunu göz ardı edebilirsiniz. Çünkü kimse mükemmel değildir. Ama bir insanın beş huyunu sevip iki huyunu sevmiyorsanız onu derhal hayatınızdan uzaklaştırın. Hayatınuızdan tüm bu insanları çıkarttığınızda büyük ihtimalle üç beş arkadaşınız kalacaktır. Unutmayın az ve öz kişilikler her zaman daha iyidir. 



  • Mükemmel olduğunuzu düşünmeyi bırakın. Eğer mükemmel olduğunuzu düşünüyorsanız büyük ihtimalle bu egonuzun mükemmelliğidir. Ego iyi bir şey değildir. İyi ve kötü huylarınızı sevin eksilerinizle barışın. 



  • Her zaman daha iyisi olabileceğinizi bilin. İçinizdeki gücü farkedin ve kontrol altında tutmayı öğrenin. Daha iyisini olayım derken dozu kaçırıp kalbinizi köreltmeyin, yakınınızdaki güzelliklerle yetinebilmeyi öğrenin. Biliyorum 'her zaman daha iyisi' ve 'elimizdekilerle yetinme' kavramları birbirine zıt yönde.  Bu yüzden konu ne olursa olsun her zaman yerine göre davranmayı bilin. 



  • Sürekli alkol tüketmek size hiç bir şeyi unutturmaz ve acınızı dindirmez. Eğer unutmak istiyorsanız beyninizi uyuşturmaktan vazgeçin. Gerçeklerle yüzleşim ve analiz edin. Bunları yaptığınız takdirde herşey daha basit bir hal alacaktır. Geçtişte zamanı dondurmaya çalışmanın acıdan başka birşey getirmediği gibi geçmişle yüzleşmedikce bir geleceğimiz olmayacaktır. 



  • Günde 4 saat aptal tv programları izlemekten ve onları hayat felsefeniz haline getirmekten vazgeçin. İzlemek istiyorsanızda sizi etkisi altına almayacak dozda izleyin. Daha sonra gidin ve yararlı şeylerle vakit geçrin. Mesela günde en az 8 saatinizi karşısında geçirdiğiniz televizyonunuzu kimin ne zaman nasıl icat ettiğini öğrenin. Eminim hergün izlemeseniz bile açık bırakmayı alışkanlık haline getirdiğiniz bu icadın buluşunu araştırmak aklınıza dahi gelmemiştir. 



  • Yola çıktıklarınızı yolda bulduklarınıza değişmemek için onları iyi seçin. Çünkü bazen on gündür tanıdığın insan on yıldır tabıdığın insanın yerini kolaylıkla doldurabilir.



  • Sevdiğin insanla aranda yıkılmayacak sağlam bağlar kur. Doğru kişiyi bulduğundabunu yapmak için çaba sarfetmene gerek kalmayacak ve kendiliğinden oluşacak.



  • Her zaman kalbinin sesini dinle ve sakın pişman olma. Sonucunda üzülsen bile bundan ders çıkart. Kalbinin her zaman sana öğretmek istediği bir şey vardır. Kalbin her zaman seni geleceğe hazırlar. 



  • İnsanlar arasındaki enerjiye inan. Yalnızca pozitif enerjiler mutluluk ve huzur getirir. 

22 Temmuz 2016 Cuma

Ölmüş Kalpten Yazılar


Gidiyorum diyemezsin, ölüyorum ve seviyorumda. Sen sadece sessiz sedasız kalbolmayı bilirsin. Gidiyorum diyecek cesaretin yok, sevibilecek kalbinde yok. Ve bu yüzden ölmeni gerektirecek  bir cesaretinde yok.

Kayboldun, seni ararken yaktığın köprüleri, el ele çıktığımız zorlu yolun harabesini buldum. 

Şimdi o yokuşu bölüşmüş çıktıklarımızı bir bir iniyoruz seninle. Zaten çok önceden biliyordum. Güzel kadınlar çirkin adamların kalbine sığmaya çalışırken ölecekti. O zamanlar kıyamet alametim olacağını bilmiyordum. O zamanlar güzel olan sendin çirkin olansa ben. 

Zaten ben hiç bir zaman kalbini aklına değişmeyi seven küçük kız çocuğu olamadım. Her insan büyüyeceği zaman kendisine yol gösterecek birini belirlerdi. Bazen ailesinden birini, bazen film karakterini, bazende ansızın karşısına çıkan birini. 

Varlığınla değil yokluğunla olgunlaşıyorum. Çünkü sen bana karanlıklarda ışık aramayı öğrettin.

Anlatamıyorum. Kendimi anlayamazken sana anlatabilmem aptallık olurdu. Ne kadar boşsam o kadar doluyum. Ne kadar yaşıyorsam o kadar ölüyorum. Ruh halimin pekde iyi olduğunu söyleyemem. Evin her köşesi  seninle olan mutlu anılarla doluyken bu pek mümkün olmuyor. Bazen odamda volta atıyorum bazen duvara yaslanıyorum, o anlarda bile alıma geliyorsun. Sanki o hareketleri tekrarladığımda eskisi gibi telefond saatlerce konuşuyormuşuz gibi hissediyorum. Eve şöyle bir bakıyorum, her yerde senin sesin. Odamın kapısının sağındaki duvara yaslanıyorum karşısındaki yatakta otururken görüyorum kendimi. O yatakta gecenin bir vakti demeden saatlerce konuştuğumuzu hatırlıyorum. Sonra mutfak, salon, yemek masasının etrafında attığım turlar balkon heryer anıların. 

Her yerde sen sesin kelimelerin ve özlemim. Bunlara rağmen el ele çıktığımız yokuşu düşe kalka inmeye çalışıyorum. Başladığım yerdeki bataklığa dönüyorum. Kabuğuma çekilmeye gidiyorum.

Artık biliyorum, bir gün değiştiğinizde, değişmenize sebep olan kişi geri dönse bile eskisi gibi olamıyorsunuz.

Döneceğinden değil bu sözüm, ölen kalbimin sevemeyeceğinden.