27 Aralık 2020 Pazar

Ah Kalbim

 



Ah kalbim, 
Yorulmadın mı artık?
Sırf kendine ait olmamak için kimlere kimlere sığındın bir bilsen... 
Bir görsen artık ruhuna yaptıklarını...
Kendimden kaçarken kimlerin yaralarına gömdün kalbini?
Sonu olmadığımı bildiğin kaç yenilgiye kucak açtın?
Çok mu cesaretliydin? 
Yoksa kendini sevemediği için başkalarının yaralarını sarmaya çalışan bir korkak mı?

Nereye gidersem orada mutlu olurum sanıyorum- sanki kendimi de yanımda getirmeyecekmişim gibi..
Yaşayamadıklarıma hayıflanıyorum- yaşadıklarımın yükü beni altında ezmiyor sanki..

Beklemekten mi bu haldesin? Cesaret edip intihar edememekten mi?
Yoksa yaşamak istediğin hayatı hiç yaşayamayacak olduğunu bilmekten mi?

'Bu saatten sonra bir şeyleri aklım alır da gönlüm almaz.' deyip akıllandığını sandığın anda başka bir adamın kapısında sabahlamadın mı?
Her şeyin farkında olduğun halde yalanları kucaklayıp harap olmadın mı?
Kendine verdiğin sözleri yutmaktan bıkmadın mı?
Debelendikçe batmadın mı?
Düşüp düşüp kalkmaktan usanmadın mı?
Ah kalbim.. ah benim yanmayı marifet sanan kalbim..  
Şimdi nasılsın?

8 Aralık 2020 Salı

Sana Bir Kalp Kırıklığı Bırakıyorum


 Sana bir kalp kırıklığı bırakıyorum. Ölümün suretiyle tanışana dek yanında taşıyacaksın onu. 'Ne oluyor bana' diyerek yumruklarını duvara vurduğun anlar olacak, sızının benden yana olduğunu bilecek ama anlayamayacaksın. Ve bu yüzden hiç bir zaman affetmeyeceğim seni.

Yangınlarımın can suyuyken şimdi canımın yangınısın. Bu kalp kırıklığının yükü vicdanına bir ömür yetsin dilerim. Ağır ağır yutsun içindeki tüm sevgiye ait duyguları. Geriye bir tek sevgi kırıntısı kalmasın, göğsünde yalnızca paramparça ettiğin ruhumun izleri kalsın dilerim.

Nereye gidersen git, kime sığınırsan sığın, berrak bir suda, cam gibi bir aynada bana yaşattıklarını gör isterim. Kulaklarımdan bir türlü silinip gitmeyen acımasız sözlerin, ahım olup vicdanına kazınsın dilerim.
Ömrüm boyunca sana harcandım, sende bana kaybettirdiklerine harcan. Yanacaksan sevdamın kuytu kalbinde bıraktığı alevlerimle harlan.

Sana geleceğimi bırakıyorum. Bundan böyle hiç bir duyguyu hissedemeyeceksin, tıpkı benim hissedemediğim gibi. Zaman kıskacında sıkışacaksın, ne pişmanlığınla geri dönebilecek bir yuvan olacak, ne de kendine yeni bir ev inşa edebilecek gücün kalacak.
Tatminsiz ve yorgun kalbinle beni terk ettiğin zamana sıkışıp kalacaksın.
Sana bıraktığım kalp kırıklığıyla ağır ağır yaşlanacaksın.
Kimse ben gibi sevmeyecek seni demeyeceğim. Ama şundan eminim. Kimse ben gibi pişman etmeyecek seni.
Dönme geri.

24 Kasım 2020 Salı

Canım Kızım



Canım kızım,
Seni çok seviyorum bu yüzden var olmanı hiç istemedim. Bu dünyaya gelip bu insanları tanıma, taşıyamayacağın yükleri, seni parça pinçik edecek adamlar uğruna seve seve sırtına yükleme diye senden vazgeçmek istedim.
Bazen sevdiklerin için onlardan vazgeçersin. Canının çok yanacağını ve bunun çaresinin zaman bile olamayacağını bildiğin halde öylece vazgeçersin. Sırf bu adaletsiz duyguyu bilme diye senden vazgeçmek istedim. Fedakarlık nedir bilme, başkaları için ömrünü tüketme diye seni söküp atmak istedim.
Kalbin kırıldıkca göğsüne tekme iniyormuş gibi hissetme diye gitmeni diledim.
Yaşarken ölme diye, bu duyguyu hiç tatmadan öl istedim.
Sevgiyi bir kez tadarsan bedelini kendi kendine nefret ettirerek ödetirler. Benliğini elinden alırlar ya da kendi ellerinle sana parçalatırlar. Deliriyorum zannedersin, kıyısında dolanır ruhundan şüphe edersin.
Bu duyguları hiç tatmadan yok ol istedim.
Çünkü ben üzerine titresem de koruyamam seni. Tıpkı annemin beni koruyamadığı gibi. O adamlar, yalanlar, kuşkular, göz yaşları, dayaklar, üzerinde gelip giden soğuk eller, ve kafasını çevirince hiç bir şey yokmuş gibi davranıp buna göz yumanlar, bir gün elbet bulurdu seni. Ve tüm suçlu sen hariç herkes olduğu halde; sanki senin suçunmuş gibi nefret ederdin kendinden, unutmak için yalvarırken- unutturmadığı ve her gün karşına çıkardığı için Allah'a isyan ederdin. Yasın hiç bitmezdi, göz yaşların hiç tükenmezdi. Kalbin hiç alışmazdı ama aklın alışırdı.. Ve bunu kabullenememek hayatın boyunca içini sıkıştırırdı.
Her kız çocuğu bir gün elbet annesine benzer. Kaderini çocukluğumla yazmamak için solup git istedim.
Evimdeki adamdan yanlış adama sığındım. Ve senin de evimizdeki adamdan yanlış adama sığınıp hata yapmamı istemedim. Sevgiyle büyümeni istedim. Ama sevgi bu dünyayı terk etti canım kızım. Bu yüzden gözlerini açmamanı diledim.
Ah benim güzel kızım, seni çok ama çok seviyorum. İçinde ki boşluk ne yaparsan yap dolmaz ve doldurmaya çalıştıkça daha da derine batıp benden sana armağan olan ruhunda kaybolursun diye seni yitirmek istedim.
Ne yaparsan yap anlamazlar. Bağırırsan duymazlar, çırpınıp didinsen sustururlar . Buhranını sessizliğinden de anlamazlar. Saf yüreğini kirli zihinlerine ziyan ederler. Sonra öylece çekip giderler. Bu acımasızlığa dayanamazdın. Sana tüm bunları yaşatamazdım.
Seni çok seviyorum ve bu yüzden senden vazgeçtim.

7 Mart 2020 Cumartesi

Kopar mı Bir Gün Aklımın İpinin Ucu


Hayatımda hiç yoktun- anlaşılan o ki, bu gidişle hiç olmayacaktın da. 
Ama hep kalbimdeydin. 
Bunca zaman orada sakladım seni.
Ne yazık, olduğun yere birde dert ekledin.

Yokluğunda senden habersiz seni nasıl affedeceğimi düşündüğüm oldu. Dönmeyecektin ve bende affedemeyecektim. Yine de hayalini kurmaktan alıkoyamadım kendimi.

Ekmek keserken bileklerimi kesmeyi düşündüm, çamaşır asarken balkondan atlamayı.. Bunların hiç biri sana değmezdi. Ama unutturacağı kesindi. 

Bazen bazı şeylerin acısı biz ölmeden dinmiyor. Bazen bazı insanlar güçlü olmadığını fark edip 'buraya kadarmış' diyor... Onlardan biri olmaktan korkuyorum.

Sanki çıkmaz sokaklarla dolu bir labirentteyim ve kaçtıkça üzerime geliyorsun. Tükenmişliğe düştüğüm vakit kahkahalara boğulup delirecekmişim gibi hissediyorum. 

Kopar mı bir gün aklımın ipinin ucu? 
Delirir miyim yok edişinin arkasından?
Bu sokaklar senin gökyüzüne benzemezler.
Çekingen bir hoyratlık içindedirler.
Ölümü bekler yalnızlığım. 
Bir gün geleceğini bilsem, yokluğuna razıyım.