26 Ekim 2013 Cumartesi

İlk Hayal Kırıklığım Babam İkincisi Sen


Bir kaç yıl önce sevmek nedir bilmiyordum ben, yani seni tanıyana kadar. Sen karşıma çıkana kadar birini özlemenin değer vermenin ne demek olduğunu bilmiyordum. Meğer kaybetmek diye bir şey varmış. Bazen seveceğin insanı seçemiyorsun. Mesela ben annemden haftalarca ayrı kaldığımda bile onun dönmesini değil getireceği hediyeleri beklerdim. Babam iş seyahatlerine gidince dönmesini istemezdim. Çünkü o yokken rahattım sabahlara kadar telefonda konuşup sabahlara kadar dışarıda kalabiliyordum. Hiç gelmese de olurdu. Sürekli para yollasa yeterdi. Ben böyleydim işte sevmek zorunda hissederdim, bağlıydım ama gerçekten sevdiğimi bilmezdim. Bazen bencil ve çıkarcı olduğum için kendime kızardım. Sorardım kendime 'neden en yakın arkadaşımı sıkılınca, işim düştüğünde özlüyorum?' diye. Belkide insan seveceği kişiyi gerçekten seçemiyor, bir şekilde muhtaç olduğu için seviyor. Henüz bunlara cevap bulamadım. Kendimi çok severdim ben, kendimden çok kimseyi sevemezdim. Kim bilir belkide kimseyi kaybetmediğim için böyle hissediyordum. Kendimi ne kadar sevsem de kızardım hep, kötü biri olduğumu düşünürdüm. Çünkü çok sevilen çıkarları için seven biriydim. Kim bilir belkide yaşanmışlarım beni bu hale getirdi. Sonra sevilmemenin ne demek olduğunu öğrendim, sen beni sevmedin. Ben seni kaybettim ve çok özledim. Gidişinle sevmenin ne olduğunu öğrendim. Meğer insan kaybedince anlıyormuş. Şimdi benden çok uzaktasın, ben senin için endişeleniyorum merak ediyorum seni. Annemde o zaman uzaktaydı ama beni o kadar çok karşılıksız sever ve güven verirdi ki onu hiç kaybetmeyeceğimi düşünürdüm. Sen bana o güveni veremedin. O yüzden kaybetmekten hep korktum sen ve kaybettim de zaten. Maalesef kimse anne-baba gibi olamıyormuş. Sevgiyle aşk aynı şey değilmiş. Sevgi karşılıksız, aşk karşılıklı beklentilermiş. Mesela ben küçükken babasına aşık bir kızdım, hafta içi hep pazar gününün gelmesini beklerdim. Çünkü bir tek pazar günü babam evde olurdu. İlgilenirdi işte benimle. Sonra pazar günleri işi çıkmaya başladı. Bir zaman sonra pazarları hiç evde olmadı. Çok yadırgadım ama alıştım sonunda. Artık pazar günleri babam benimle ilgilenmiyor. Artık beklediğim bir gün yok. Sende babam gibisin işte. Yavaş yavaş uzaklaştım senden çünkü gittin sen. Babam gibi de değil üstelik, sevmeyerek gittin sen. Sonra ben babamsız mutlu olmayı öğrendim. Sensiz mutlu olmayı da öğrenirim. Benim ilk hayal kırıklığım babam oldu, ikincisi sen. İkinizde bir zaman sonra gelmez oldunuz. Önce o, sonra sen. İkinci hayal kırıklığımı yaşattın bana tebrikler. İşte ben böyle kaybederek sakladım sevgimi. Kaybettiğimin farkına bile varamadım. Çünkü aileydi o, kendisi yoksa bile zorunluluğu vardı. Ama sen aile değil sevgiliydin. Ailem olamadan gittin. Senden sonra anladım ben yanımdakilerin kıymetini, senden sonra öğrendim ben aslında sevdiğimi ve sevgimi gizlediğimi. Çünkü seversem herkes giderdi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder