29 Ocak 2015 Perşembe

Üzülemediğim


Üzülmedim. Göğüsüme önce bir bıçak saplandı, sonra bir fırının içine düşmüş gibi oldum. Ve sonra koca bir buz kütlesinin içinde hapsolmuşum gibi. Garipti. Bir kez daha anladım ne kadar alçak bir kalpsiz olduğunu. Bir insan ne kadar düşebilirse o kadar düştün gözümde. Bir kez daha. Sadece alışkındım gitmelerine, sadece ne kadar daha gözümden düşeceğini merak etmiştim. Canım yandı. Üzülmedim. Tarafından parçalanmaya alışkındı ruhum. Yerle yeksan etmelerini kabul etmiştim. Üzülmedim. Kendime kızdım. Her gidişinde kendi gözümde biraz daha bittim. Sen bende dibe vururken bende vurdum. Üzülemedim, kendime sahip çıkamadım. En başta sana aldanarak ruhumu satmış oldum. Geri dönüşü yoktu bunun, acıya bağımlı hale geldim. Alıştım varla yok arası sana. Gözümden tek damla yaş gelmedi. Çaresizliğim beni yerden yere vurdu. Sana karşı savunmasızdım. Beni tüm kötülüklerden sen korursun sanmıştım. Limanım başıma yıkıldı. Hayata tutunabileceğim hiç bir şey kalmadı. Çaresizdim. Sesimi çıkaramadım. Öldüm mü kurtuldum mu bilemedim. Üzülmedim işte, üzülemedim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder