6 Mayıs 2013 Pazartesi

Sözümde Duracaktım, Gitmeseydin.


Aşk ayrılınca değil, unutunca bitermiş. Kimse unutulmazmış. Giden unutur, kalan hep elinde kalan anılarla yanarmış. Ayrılık aşkı değil beni bitirenmiş. Ayrılık sensin, bizi bitiren kolayca pes eden seviyorum deyip sevmeyen üzülmeme bile dayanamazken zoru görüp çekip giden, sensiz mutlu olacağımı düşünen, sensiz nasıl eridiğimi göremeyen. Bunların hepsi sensin. Baksana neler yapmışsın, ne kadar acımasızmışsın. 
Bir insan ' beni hiç kaybetmeyeceksin' dedikten yarım saat sonra gider mi? Gidermiş. Sevmeyen gidermiş işte. Unuturmuş kolayca. Arkasında bıraktığının halini umursamadan gidermiş.
Sonra ' herkes gider, sen kalırsın' diyen biri gider mi? o da gidermiş. Nasıl olsa her şey yalanmış. Aklımda yokken aklıma soktun kendini. Sonra ' sev mi dedim sana' dedin. Bu kadar kolayca kenara çekilebiliyorsun işte. Her şey bu kadar basit senin için. Seven insan gitmezdi. Ben sadece sana aittim. Bana 'git' dedin 'sevmiyorum' dedin. Sen kaybetmekten, bağlanmaktan korktuğun için ben kaybettim. 
Öyle kızgınım ki sana, bana. Seni bu kadar çok sevip kendine zarar veren benim. Kendini sevdirip giden sensin. Suçlu kim? Böyle bitmeli miydi. İstesen gitmezdin, bitmezdin, kalbimi darmadağın etmezdin. Giderken  tek bir iyi hatıra bırakmadın. Seni kötülerle hatırlıyorum, çünkü hepsi yalanmış. Bana kurduğun o aptal hayallerin hepsi yalanmış . Ben senin için hayatımı değil kendimi değiştirdim. Ve karşılığı 'ilişkimizin heyecanı kalmadı her konuda sen haklısın' gibi palavralar oldu. Ben yarım kaldım. Çok aptalım engel olamadım kendime, saçma sapan bir ilişkiye kendimi adadım. Bana göre değil, sana göre saçmaydı. İşler ciddiye binince defolup gittin. İşleri ciddiye sokan kimdi peki? Sabah, akşam demeden seni düşünmemin sebebi neydi? ' Seni hiç bırakmıcam, erkek sözü' deyip giden kimdi? Hepiniz aynısınız demek istemiyorum. Sen bambaşka bir acımazsızsın. Duygularımın içine ederek gittin, kızgınım ve hem ağlayıp hem gülebiliyorum. Demek ki her ayrılıkta rutin acılar çekilmiyormuş. Aklın en başında neredeydi çok merak ediyorum. Madem gidecektin hiç gelmeseydin. Sevmeye cesaretin yoksa neden geldin ki. Sende her şey aynı birde bana bak. Öldürmeyip, öldürmekten beter eden bir ayrılık çekiyorum. Çok kızgınım, dönmeyeceksin. Bir önceki seferde dönmüştün ama o zaman sevmiyordum. Şimdi seviyorum bu yüzden dönmeyeceksin. Ha birde unutmak gerekirken, unutmamaya çalışmak bile bile kendine acı çektirmek diye bir şey var. Buna umut deniyormuş. Bizim için artık umut yok ama ben aptal gibi gözümü telefondan ayıramıyorum. Belki pişman olur, belki sesimi özler. Özlemeyeceksin dimi beni, şebekliklerimi en önemlisi seni deli gibi seven kalbimi? Hani biz birbirimiz olmadan yapamazdık? Ben her şeyi hatırlarken sen unutmayı  nasıl beceriyorsun? Sen beni nasıl öldürebiliyorsun ki? Hani senin için dünyaları yakarım dediğin kızı. Biliyorum şimdi bilmediğin şeyler var diyorsun kendi kendine. Biliyorum aslında sen bağlanmaktan terk edilmekten korkuyorsun. Belki ben bitirdim, kabul ama sevmiyorum diyene ne denirdi ki ayrılalımdan başka? Ben sana ilk başta söylemiştim ' ayrılamayız diye söz veremem ama birbirimizi bırakamayız barışırız' diye. Ben seni bırakmam dedim. Sözümde duracaktım, gitmeseydin. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder