21 Mayıs 2016 Cumartesi

Umut Var İnanç Yok


Dünyanın en şanssız insanı olabilirim, ya da en afallamış. Gittiğin günden beri her cümlemin sonu 'zaten ben şanssız biriyim' ile bitiyor. 

Sen sanki sadece gitmedin. Sen sanki peşinden sadece kalbimi götürmedin. Sen benden bir şeyler azaltmaktan çok çoğalttın. İçime bitmek tükenmek bilmeyen umutlar bıraktın. Sonuna varılmayan yok oluşlar bıraktın. Sen çaresizliklerin içine gömdün beni. 

Ben ister miydim aynı adama aynı kalple defalarca ölmeyi? Ben ister miydim dönmesi imkansız olanı beklemeyi? Bitmiyorsun işte. Ne zaman nereden bir anı çıkacağı, ne zaman seni hatırlayıp kalbimin sıkışacağı belli olmuyor. 

Sen sadece gitmedin, kalbimin tam ortasına canlı bir bomba bıraktın. Patlayan ama öldürmeyen, parçalayan ama güçlendirmeyen, yok olduğumu sandığım anda yeniden dirilten. Ve tekrar öldüren.

Hep dönecekmiş gibisin, ama aslında hiç dönmeyeceksin. Zaten hep sevmiş gibi yapıp hiç sevmeyen sen değil miydin? 

Senden sonra elimi neye atsam yüzüme gözüme bulaştırdım. Senden sonra Dünyam tepetaklak oldu toparlayamadım.

Unutamıyorsam sebebini sen söyle. Ben kendime ne söylersem söyleyeyim ikna edemiyorum. 'Bu adam seni hiç sevmedi' diyorum, 'yalancının tekiydi' diyorum bir türlü kendime anlatamıyorum. Sen karşıma geçip ne söylediysen koşulsuz, şartsız, yargısız inanmıştım. Şimdi yine geç karşıma, seni unutmam için birşeyler söyle. Belki sen söylersen ben yine inanırım. 

Ama şunu biliyorum ki karşıma çıkıp birşeyler söylemeye cesaretin yok. Sende biliyorsun, o kadın için yaktığın sigaralar bile benim kadar yanmamıştır. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder