26 Nisan 2016 Salı

Yarım Kalmış Yazılar


O gece sahilde uzun uzun oturduk. Beraber geçirdiğimiz en uzun geceydi. Sanki yıllardır yanıbaşımdaydın. Öyle içten, öyle samimiydin ki. Yanında bir an olsun gülüşümü eksiltmedim. Çok mutluydum o gece seninle.

Herşeyi, bütün belkilerimi acabalarımı geride bırakıp sadece yemyeşil gözlerine odaklanmıştım. Sonra sen bir şarkı açtın ve ben o karanlık denizin en dibine daldım. 'Ne oldu prenses neden birden durgunlaştın?' diye sordun bana. Cevap veremedim, sol yanağımla gülümsedim. 

Üzüldüğümü anladında, sebebini anlayamadın. Yani ben sana nasıl anlatayım ki, ben seni böyle canımın içine koyup severken senin başkasını seviyor oluşunu. Nasıl anlatayım gözlerindeki o acıyı görüp elimden birşey gelmeyişini. Ve birde neden seni kendinden çok seven beni değilde, terkedip gittiğini sevişini. Nasıl anlatabilirdimki sana bunları. 

O gece gözlerine bakarak gülümsediğim son gece olduğunu bilseydim, içimden geçen herşeyi yüzüne haykırırdım. 

Senden sonra kimse prensesim demedi bana. 
Babam bile.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder