26 Ocak 2016 Salı

Eğer Dönseydin


Eğer dönseydin, ki dönme ihtimalini aklımdan dahi geçirmiyorum, kendimi terk ederdim.
Eğer dönseydin, ki bu ihtimali düşünmemek için kedimi zor tutuyorum, canını okumazdım. 

Eğer gerçekten dönebilseydin, ki bu beni sevebilme ihtimalinden daha zor, sana kül tablası hediye ederdim. Belki küllerimi savurmak yerine kül tablası kullanmayı tercih ederdin. Ama ben, küllerini savuracağın kadar bile değerli değilim değil mi?

O zaman sende o kadın için yaktığın sigaraları kalbimde söndürmek yerine kül tablası kullanmayı denerdin. Ve belki öğrenirdin. Çünkü sen karıncayı bile incitemeyecek biriyken kalp kırmaya tereddüt etmeyen birisin. Bir hayvan kadar değerim yok gözünde. 

Bu yüzden öğren, öğrenmelisin. Kalbimin bir kalp olduğunu, duygularımın çöplük olmadığını, izmaritlerini taşıyamayacağımı öğrenmelisin. 

Eğer dönseydin, ki bu ihtimalden ölesiye nefret edemiyorum, seni sevmeyi bırakamayacağım için çeker giderdim.

Eğer bilseydim, ki biliyorum, beni sevmiyorsun. Bilmediğim tek şey beni sevmemen hariç herşey. 

Herşey arasından bilmek istediğim ilk şey ne zaman ayılacağım, ikinci şey ayıldığımda nerede olacağım. 

Eğer sevseydin, bilmiyorum.
Uğrunda kül olduğum, kendisi için hiçten ibaret olduğum adam dönseydi.. Bilmiyorum. Affeder miydim, sever miydim bilmiyorum. 

Eğer dönseydin, ki bu çok saçma. Lafı uzatmayacağım, öleceğimi bilsen dönmezdin. İşkencelere maruz kalsanda bir an olsun sevmezdin.

Eğer aklım başımda olabilse, ki değil, seni hala düşünmezdim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder