6 Ekim 2015 Salı

Şah Mat


Aylar sonra yeniden kendimi sana yabancıymışım gibi hissediyorum. 
Yanında olmadığım ayların yerini tutacak sorular sormaya başlıyorum. Bir bakıma seni yeniden tanımaya çalışıyorum. Eskisinden daha karışık her şey, sana adapte olmaya çalışıyorum. 

Kalbinin yeniden merkezi olmaya çalışmıyorum. Çünkü aylar geçti, kalp artık evde yok. Şimdi mi? Sadece bir nasılsın. Devamı yok, yarını yok. Umutlanmamı gerektirecek bir cevabın yok. Bensiz geçirdiğin ayların cevaplarında yokum, bir başkası var. Olmayı beklemiyordum zaten. Sadece bensiz seni tanımaya çalışıyordum. 

Aylar sonra yeniden yazıyorum. Geriye bakıyorumda, yazılarda büyürmüş. İçimde büyüte büyüte yazdıklarım ne çocukca geliyor şimdi. Seni seviyorum ne saçma cümle. Kalbimde büyüttüklerimin hangisi hala kalbimde?

Büyüdüm. Eskiden mutlu sonlar yazmaya meraklıydım. Şimdi mutlu sonları mutsuzlukla berbat etmeden rahat edemiyorum. Gidenlerin korkak olduğunu düşünürdüm. Şimdi ise gidebilenlere özeniyorum. Keşke o cesaret bende olsaydı, beni parça pinçik etmene müsaade etmeden gitseydim.

Herkesin kendi oyununda şah olduğunu unutup aptal hamleler yaptım. Yanımızdakiler ne olursa olsun bir gün değişirdi ya da giderdi. Ve şah mat. 

Kazandın. Yinede bir gün beraber oturduğumuz bankta kulaklıklarını tak, denizi seyrederek beni düşün. Burada o gece benimle ne kadar mutlu olduğunu hatırla. Sonra bankın benim oturduğum kısmına bak. O gece sana bakan gözlerimi hayal et. Nasılda mutluyduk değil mi? Sonra iç çek. Ben bu kıza neler yapmışım de. Ben bu kıza neler yaşatmışım de. Ben bu kızın kaç yılını uğrumda heba ettim de. Pişman olup kızma kendine. Sadece tüm bu yaşanmışlıkları farket. 

Ama sakın gelme. Sevmiyor olduğumdan falan değil. Şimdilerde benim için sadece bir nasılsınlıksın. Ötesi yok, yarını yok. Benim geleceğim o oyunda kaldı. Yenildim. Ve ben bunu kabul ettim. Şah mat.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder