20 Mayıs 2014 Salı

Saçmalıklar Birer Masal


Bugün herkes sevdiğinin ardından bir şiir yazarken ben senin ardından bir masal yazıyorum. Artık elimde seni kalbime savunacak hiç bir şey kalmadı. Bu yüzden yeni masallar yazmalıyım değil mi? Kendime anlatacağım cazip bir masal olmalı elimde. Kendimi ayakta uyutacak bir masal yazmalıyım. Ben seni sevmekten vazgeçmek yerine beklemeyi tercih eden bir budalayım. Bu günlerde kendime hiç bakmıyorum, kalem tutmakta zorlanıyorum, tırnaklarım epeyce uzamış. Kesmekte istemiyorum doğrusu, bu tırnaklarla masalımın cadısı olmalıyım. Madem prensesi olamadım o zaman bende cadısı olurum. Sahi, kötü bir kadın olursam döner misin bana? Çünkü artık filmler bile mutlu sonla bitmiyor. Yakında mutsuz sonlar masallarada bulaşır. O zaman ben kötü bir kadın olayım. Kötüler artık daha çok seviliyormuş. Ben sevmekten vazgeçmiş gibi yapsam döner misin ki? Sen hiç bir şekilde dönmezsin dimi? Güzel olan her şeyin sonu ayrılıkmış, ayrılık sadece can yakan bir saçmalıkmış, ve saçmalıklar birer masalmış. Bir varmış bir yokmuş değil, bir varmış bir yokmuşsun. Sen prensin beyaz atı bile olamamışsın. Hep herşeye üşenmiş bu yüzden sana geç kalmışsın. Yürüyen merdivenleri çıkarak geldin bana, ben ise çukurlara düşe düşe uçurumlardan atlaya atlaya. Şimdi yoksun. Bu yokluğun neye değdi bilinmez ama gidişin bana değdi. Bu masal elimde, yokluğunda kendimi kandırmak için yazdığım bir masala dönüştü. Şimdi sen söyle, şuraları toplasam kaç sen çıkar? Varken yoktun, şimdi yokken varsın. Ve ben kafamı toplayamıyorum, konu sen olunca. Şimdi ne yapmam gerek? Yoluma masalları bırakıp hikayelerle mi devam edeyim? Yolumdan çekilmiyorsun ki, sağım solum önüm arkam sen. Bu kalpte bitmek tükenmek bilmiyorsun. Sen sadece gitmeyi biliyorsun. Kendimden eksilte eksilte sana verdim be adam. Sen şimdi böyle kestirip atamazsın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder