25 Aralık 2014 Perşembe

Ona Aşıktım Çünkü Bana İhtiyacı Yoktu


Ona aşıktım çünkü bana ihtiyacı yoktu. Ne olursa olsun herşeyin karşısında güçlü ve dimdikti. Hiçbir şeyden korkmuyordu. Bende olmayan herşeye sahipti. Sahip olmak isteyip olamadığım herşey onda vardı ve bu yüzden ona hayrandım. Aşıktım. Özgürdü bir kere. Mantıklı ve kontrollüydü, yalnızlığa tahammülü vardı. Tek başına daha güçlü olabileceğine inanıyordu. Hayalleri değil hedefleri vardı.
Aşk kendinde olmayanı başkasında aramaktır derler. Bende zaten o misal aşık oldum. Bendeki eksikleri sendekilerle tamamlayıp bütünleşmek istedim. Çok yanlış bir adama aşık oldum. Sen benim eksiklerim değil olmaması gereken yanımdın. 
Hayran olduğum o korkusuz hayata dik duruş aslında düşüncesiz bir korkakmış. Tanıdıkça anladım ki sen sevilmemesi gereken tehlikeli bir adammışsın. Aslında sen çok zayıfmışsın. Bendeki bu korkusuz yürek sende yokmuş. Sende sadece duygusuz bencil bir akıl varmış. Tanıdıkça anladım, sen istesende sevemezmişsin. Sen kendinden çko başkasını düşünüp kollayamazmışsın. Aslında sen benim omzuna yatınca güvende hissedeceğim adam değilde paranoyak zavallı bir adammışsın. Sen hep korkup kaçarmışsın. Hiç bir zaman hiç bir şey umurunda olmazmış. Ardına bakmadan gidermişsin. Sen en çok kalbinin yerini unutanmışsın. Göründüğün gibi değilmişsin işte, kalıbının adamı değilmişsin. Yanlış adama aşık olmuşum ben. Zalim aşağılık bir adama aşık olmuşum. Yanlış kişiyi yüceltmişim gözümde. Yanlış adama hayran olmuşum. 
Çünkü sana aşıktım ve senin bana ihtiyacın yoktu. Çünkü sen bana aşık değildin. Eğer bana aşık olsaydın, eğer sende biraz birazcık o yürek olsaydı bana ihtiyacın olurdu. 
Seni seviyorum ama sana yazmak istemiyorum. Çünkü yoruldum , yalvarmayacağım, değmez. Sevme beni, İstesende sevemezsin. Dedim ya sende o yürek yok. Kendini sev sen ömür boyu. Kendine aşık kal. Yalnız mutlu mesutsun ya ömür boyu yalnız kal işte. Bende unutayım artık seni. Nasılsa sevmeyeceğini, yanlış kişi olduğunu artık biliyorum. İyice tanıdım seni. Büyü bozuldu. Artık sana hayran değilim. Evet senin bana ihtiyacın yok çünkü korkaksın. Değmez, senin gibi insanlar daima yalnız kalmaya mahkum bırakılmalı.

12 Aralık 2014 Cuma

Biraz Daha Kal


İçimdekilerle söylediklerim çok farklı. Yaptıklarımla yapmak istediklerim zaten apayrı. Dengesizde benim takıntılı olanda. Aslında ben bir çok kötü şeyim. İçim sevilmeyi hak eden tertemiz bir kadın, dışım ise her zorluğa karşı dik kalmaya çalışan bir lanet. Yapmak istediğim sadece sakin ve düzenli bir hayat yaşamak. Hani şu bildiğimiz anne sözü dinleyip adrenalinsiz ama sorunsuz yaşanan, elimizle ittiğimiz hayatlar gibi. Her bir anım pişmanlıkla dolu, üstelik bile bile yaptığım. Sadece biraz daha kal. Azıcık, ufacık, içi dolu bir bakış daha ver ömrüme. Biraz daha boynumdan öp. Sen olmayınca dağılıyorum. Sen olmayınca çirkef, karamsar ve öfke dolu hayatım beni içine çekiyor. Lütfen biraz daha dizimde uyu. Hiç bilmediğim güzel yönlerimi seninle keşfedeyim. Sen olmazsan yalnız ve güçlü gibi, her şey yolundaymış gibi davranırım. Kalpsiz birini oynarım. Çünkü gidersen içimde sana şiirler yazarken dışımda kan kusarım. Dön demek yerine senden uzaklara kaçarım. Dengesizim ben, aynı zamanda sana takıntılı. Sen yokken aklım bir karış sende, sen varken aklım bir karış havalarda. Sanırım ben haketmiyorum seni. Yada boşver zaten sende beni haketmiyorsun. Şu saçma hayatta beraber mutlu olamayacaksak beraber çamura batalım. Sen ol, hep ol benle ol. Bulantılarım sancılarım geçsin, elimi tut. Beni endişelerimden, saçma paranoyaklılarımdan, dengesizliklerimden, takıntılarımdan, siyahımdan, kendimden koru. Derinlerdeki masum kızı öp. Yeniden korktuğu bataklığa çıkart onu. Ben seninle hiç bir şeyden korkmam. Ne bataklıktan, ne okyanusun en dibinden. Sadece terketme beni. Sen olmazsan yanarım. Lütfen biraz daha dizinde uyuyup huzur bulayım. 

3 Aralık 2014 Çarşamba

Hayalci Filmci Aşklar Hep Yarım


Her şey güzelken birden aklına bir şey dank ediyor ve tüm moralin bozuluyor ya işte o iğrenç bir şey. Peki ya sence bu farkındalığın sebebi hayal dünyamızdan uyanış mı? Kendimize uydurduğumuz yalanları bilinçaltımızda sakladığımız gerçeklerin alt edişi mi? İnanıyor muyuz hala bir romanın iki aşık karakteri olup, her badireyi atlatıp finalde iki çocuklu bir kedili bir aile olacağımıza? Düzeleceğine daha beter oluyor her şey. Gidip bir aşk filminin karakterlerini kendimize örnek ediniyoruz. Kendi hayal dünyamızda kendi mutlu sonumuzu yazıp çiziyoruz. Sonra bir yerden patlak veriyor hikayemiz.Biz yinede inadına inadına üstüne gidiyoruz. Kabul, bir şeylerin üstüne gitmeden olmaz. Ama bazı şeyler imkansızdır işte, filmdir. Kendimizi kandırırız. Hayatın acı olduğunu unuturuz. O filmlerde bize ne olursa olsun 'hayallerinin peşinden koş mutlu olursun' diyorlar ve bunu farkında olmadan beynimize öyle güzel yerleştiriyorlar ki aptal aşık örneklerinin başımıza geleceğine inanıyoruz. 
Kim sevdiğiyle dört dörtlük aşk yaşamış? Peki yaşadığını varsayalım, kim dört dörtlük aşk yaşadığına dört yıldan fazla aşık kalmış? İşte bu yüzden olmuyorsa zorlamamak gerek. Aşkta anlaşabilmek önemlidir. Olmamışsa anlaşamamışızdır, anlaşamamışsak o iş zaten olmamalıymış. Aşk filmlerindeki abes mutlu sonlar hiç bir zaman son bulmayacağı için bizim aşk hırslarımızda, bir kaçana on gidişimiz, bir gelene on gelişimiz hiç bir zaman bitmeyecek. Hiç bir aşk 'hadi beni yine sev beni deli deli sev beni yine yine yeni yeni yine yeni yeniden seeev' şarkısındaki gibi baştan sararak aynı tadı vermiyor. Olacak olsaydı en başta olurdu. Hayal kurmak hayal dünyamızı belli bir yaştan sonra geliştirmediği gibi aksine bizi en dibe çekiyor.Bu yüzden hiç bir zaman gerçeklere bakamayacak, hayal kırıklığı yaşamaya doymayacağız.