29 Ekim 2016 Cumartesi

Unutacağını Yüzüne Gözüne Bulaştıranlara


Biz basit bir olayı karmaşıklaştıran iki kişiyiz seninle.
Birbirine kendini yanlış tanıtan iki kişi.

Yüreğimin sesini dinledim ve kalbimin götürdüğü yere gittim. Orada sadece acı vardı. Yüreği bana dedi ki 'o adamı başka bir adama tutunarak unut'.

Yüreğimi dinledim.

Tutunduğum adam yanlış adamdı. Tıpkı aşık olduğum adam gibi.

Ben hep kendi açımdan bakmışım.
Kendimi hiç senin yerine koyup kendime bakmamışım.

Ben kendime baktığımda terkedilmiş, sevgisiz bırakılmış, masum, canı yanan bir kız çocuğu görüyordum. Çiviyi çiviyle sökmeye çalışan aptal bir kız çocuğu.
Sen ise bana baktığında sadece dokunarak zaman geçirebileceğin bir beden görmüşsün. Hepsi bu.

Sana baktığımda.. Bilmiyorum. Sana hiç bakamadım ki ben. Fırsatım olmadı. Hesaplar, zamanlar, yaralar birbirini tutmadı.  Seni tanımaya fırsatım olmadı.

Kalbimi başka bir adamı severek incittim, aklımı ise kendimi sana kullandırtarak.

Yağmurdan kaçarken doluya tutuldum. Sevmedim seni. Kalbimdeki adamın yerini seninle doldurabilirim sandım. 

Kalbimden çok aklımda hasar bıraktım. Yine toparlayayım derken herşeyi yüzüme gözüme bulaştırdım. Hepsi bu.

15 Ekim 2016 Cumartesi

Gönlünden Düşene Balkondan Atlamak Ne Eder?


Gönlünden düşene balkondan atlamak ne eder?

Sen söyle. Kalbimde dağları yerinden oynattın bir kere. Ruhumu taşladın. Bana pespaye bir hayat bıraktın. Herşeyimi aldın, yarama basacak tuz bile bırakmadın. En inandığım yerden kırdın, nasıl toparlayayım?

Canım yanıyor diye bağırdığımda duymuyorsun sanmıştım. Meğer canım yanıyor dedikce sen benden kaçmışsın. 

 Bir beklenti içerisinde değilim. Olanlar bana oldu. 

Zaten tavana bakıp dalan, pencerelerden sarkan, sigarasından daha çabuk yanan, boşluklara tutunan hep 'kalan' değilmidir? Olanlar hep kalana olur. Giden gider. Uzaklaşır, hepsi bu.

Yana yana düştüm kalbinden. Ama kül olduğum her saniyeye değdi.


Düşeceğimi bile bile sevdim. 

Ah aptal kalbim, şimdi nasılsın?

3 Ekim 2016 Pazartesi

Aşk Bir Ölme İşlemi


 Boşluktun, kurşundun, günahtın. Bense tüm cesaretiyle sana gelmiş bir kadındım. Önce kalbine aldın beni, sonra yaka paça dışarı attın.

 Bazen birlikte oturduğumuz bankın yanındaki çöp kutusuyla konuşuyorum. Hiç olmadığını, ama olan şeylerden daha çok varolduğunu anlatıyorum. O bank bana hem doğduğum yeri hem mezarımı hatırlatıyor. 

Gittiğini duvara baka baka kabullendim, başka bir kadını sevdiğini yana yana. Ama yokluğunu asla kabullenemedim.

Sesini unuttum. 
Sesini deli gibi özlüyorum. Artık rüyalarıma bile girmiyorsun.

Herkesin, birinin ömründen alıp başka birinin ömrüne katmışlığı vardır. Nihayetinde aşk bir ölme işlemi.

Ama şunu bilmelisin;
Şimdi bu, benim ve duygularımın arasında geçen bir savaş.
Gün gelecek bu, senin ve kaybettiklerinin arasında geçen bir savaş olacak.

1 Ekim 2016 Cumartesi

Yarayla Merhem Aynı Adamsa


Zamanla öğrendim, ben bu dünyaya birinin acısını dindirmek için gelmemiştim. Bunu bile beceremeyecek biriydim.

Ben buraya acı çekmek için gelmiştim.

Sen ise acıydın, acıyı veren, acıyı çektirendin.
Sen, sendin işte. Bir adın vardı, ilahtın.

Bense hiçkimseydim. Hiç kimseydim çünkü sevdiğin adam tarafından yok sayıldığında hiç kimse oluyorsun. O seni istemediğini söylüyor, ertesi gün adını bile hatırlamıyor, yok oluyorsun. Yok oluyorsun çünkü o senin herşeyin, için, dışın, nefesin. Ondan yoksan hiç bir yerde olamıyorsun. Elinden hiç olmaktan başka birşey gelmiyor.


 Ben senin için yanlış kadındım, sen benim için doğru adam. Bizim hikayemizde yalanlar vardı, gözlerimin içine bakarken aradığın başka bir kadın vardı.

Acım, yaram, merhemim. Biliyorum, unutamıyorsun onu. Unutacaksın, yeni birine güzel yeşil gözlerinle bakacaksın.Yeniden aşık olacaksın, biri gelecek yaranı saracak. Ben yapamadım, beceremedim. Yaranı saramadım. Ömrüne kendimi katamadım.

Özür dilerim.