23 Nisan 2015 Perşembe

Öyle Parçalandımki


Öyle yorgunum ki, yeniden bir adama ait olmak istemiyorum. Yeni biriyle karşılaşmak, tanışmak o kadar yorucu ki. Ne zaman birine kendimi anlatacak olsam boğazım düğümleniyor. İki kelimeyi bir araya getirmeye üşeniyorum. Sürekli canımın yanmasından bıktım usandım. 

Hep aynı başlangıçlar, aynı son buluşlar. Kimseyi hissedemiyorum. Kimsenin elini tutmak istemiyorum. Kalbim başkasında mı kaldı ne? 

Yalnız kalmaya ilgisizliğe tahammül edemeyen, her an birine ihtiyaç duyan ben şimdi herkesten kaçıyorum. Gidenler egomu öyle bir törpülemiş ki, kendimden nefret ediyorum. O yerlere göklere sığmayan özgüvenim talan. 

Hep mi terk edilir bir insan? Hiç mi sevilmez bir insan? Güvendiğim insanların terk edişine mi üzüleyim? Yoksa diğerlerinden farksız olduğuna mı? 

Yorgunum, canım yanıyor. Mutsuzum, mutsuzluğumda boğuluyorum. Hiç bir yere sığamıyorum. 

Aslında tek ihtiyacım sensin. Bir kez daha omuzuna yatsam her şey geçecek aslında. Benim başkalarında kendimi ziyan etmeme gerek yok sana ihtiyacım var. 

Ama imkansız değil mi? Ben burada bin beterken sen orada çoktan unuttun beni. Öyle seviyorum ki seni. Allah belamı versin öyle çok seviyorum ki seni bir türlü bitmiyorsun. Sana sarılıp hüngür hüngür ağlamak istiyorum. Kalbim yanıyor. Ne olur geri gel diye Allaha yalvarmaktan öyle yoruldum ki, gelmiyorsun işte. Ve bende vazgeçemiyorum bir türlü. 

Böyle ne olacak bilmiyorum. Seni beklemekten öyle yoruldum ki. Yorulmuş olmama rağmen sevmekten öyle parçalandım ki.
Hiç bir şey bilmiyorum. Sensiz nefes alamıyorum. 

20 Nisan 2015 Pazartesi

Çünkü Böyle Bitirişe Ağlanır





Kendi kendine iyileştiğini, kendi yaralarını sardığını sanıyorsun. Sen kendi başına falan iyileşmedin. Senin yanında ben vardım. Canın yandığında geçenin bilmem kaçı olursa olsun seni saatlerce dinledim. Kalbin acıyor diye senden çok ağladım. Bazen sırf seni mutlu etmek için saçma salak şebeklikler yaptım.

 Hiç bir zaman kıyamadım sana. Hep yanında oldum. Yaralarını ben sardım anlıyorsun değil mi? Tek başına güçlü olabilecek halde falan değildin. Seni güçlü olabilecek hale ben getirdim. Seni düştüğün yerden ben kaldırdım. 

Sonra sen ne yaptın? Ayağa kalktığın gibi üzerime basit geçtin. Bir kez olsun ardına bakmadın. Asıl kendi yaralarını saran, ağladığında kendine sarılıp 'hepsi geçecek' diye teselli eden ben oldum.

Düştüğümde kalkamamam için sözlerinle üzerime bastın. Ben bir şekilde ayağa kalktım. Artık tam olarak neyini sevdiğimden emin bile değilim. Artık canım eskisi gibi acımıyor, hissizim gibi. Artık canımı acıtan tek şey hiç bir şey hissedememek. 

Kendime geldiğimde bir çok şeyin farkına vardım. Güçsüz bir adam tarafından egosu tamir edilmek üzere kullanıldım. Saf kalbimin ürettiği sevgimden beslendin. Kalbimi iliklerimin son damlasına kadar emdin. İşin bitince defolup gittin. 

Çok fena aldandım, kabul. Herşeye rağmen hala içimde senden birşeyler var, kabul. Ama ben bittim. Ve benim gibi sevgisinden beslenebileceğin bir kadın daha bulamayacaksın. Ben ölerekde yaşayabilirim çünkü sensizlik bana bunu öğretti. Ama sen birini son damlasına kadar kemirmeden uzun süre yaşayamazsın. 

Bundan sonra birazda sen ağla, çünkü deli gibi sevenin böyle deli gibi bitirişine ağlanır. 

Aptal Kalp


Mesela ne isterdi kalp? Akıp giden ömrümden çaldıklarını mı? Yoksa akla hayale sığmayan tükenişlerime son bulmayı mı? 

Mesele büyük, kalp aptal. Kalp durur durur hiç olmayacak şeylere kafa yorar. Kalp mantıktan bağımsız. Mesela en olmayacak olana kendini kaptırır. 

Ve birde kalp onursuz. Mesela olmayan vicdanının altına gururunu serer. Sen görmezsin o daha çok sever. Sen umursamazsın o daha fazla sever. Sen istemezsin o inadına inadına vazgeçmez. 

Kalp akıllı olduğunu zanneden çok bilmiş egoistin tek. Mesela herşeyin üstesinden gelebileceğini zanneder. Başlarda umursamaz anı yaşar, iş işten geçtikten sonra elinden birşey gelmez. 

Kalp öleceğini bile bile yarısını sevdiğinde bırakır. Bu cesaret midir? Aptallık mı? 

Kalbim başlarda cesurdu, elinde avucunda birşey kalmayınca aptal olduğuyla kaldı. Herşeyi göze alarak sevdim seni. En çokda belki dedim, belki sever belki kalbinin yarısını bana verir. Bırak kalbinin yarısını vermeyi sen benimkinide paramparça ettin. Anlamadım, peşinden süreklendim. Aptal kalbim. Ne vardı ki sende boş bir kalpten başka? Bilmiyorum. İş işten geçti. Ne ömrümden çaldıklarını geri alabiliyorum nede sana kaptırdığım kalbimi. Öyle aval aval bekliyorum. Aslında buna beklemek denmez. 

Hayattan bir beklentim yok. kabul ettim sevmeyeceksin beni, ne bileyim işte belki zamanla kalbim bana döner diye bekliyorum. Ah şu aptal kalbim. Ah şu uslanmaz aptal kalbim. Ne istedin ki benden? Sende bilmiyorsun eminim. Yinede giden gitti. Kalan sende kaldı. Üstelik geri vermiyorsun. Varımla yoğumla üzülüyorum. Elden gelen tek şey bu.

6 Nisan 2015 Pazartesi

Bir Adam Uğruna Delirilir


Sevgi birine bir iyilik yaptığında karşılık beklememektir. Ben seni karşılık beklemeden sevmiştim. Keşke beni seviyor-muş gibi yapmasaydın. İyilik yaptığını sandıkların canımı en derinden vurdu. Ruhumu yalanlarınla okşarken seni ipeklere sarmış kalbimi büzüp attın. Gittin.

Meğer öldüğümü sandığımda ölmemişim. Aslında her şey yeni başlıyormuş. Bileklerini kendi tırnaklarınla paçalayabilir misin? İşte seni sevmek tam olarak bu.

Hani her ihtiyacım olduğunda yanımda olacaktın. Seni seviyorum, hiç bırakmayacağım deyip gittiğin gibi bunlarda yalandı değil mi? Yalandı işte, kalpsiz, acımasız, kötü kalpli bir adamsın sen. 

'Hayatımın içine ettin senden nefret ediyorum' gibi sıradan sözler sarf etmek istemiyorum. Ama hayatımın içine ettin işte. Ne yaparsam yapayım düzeltemiyorum. Şu kalbimdeki kocaman boşluk varya, ne yaparsam yapayım dolmuyor.

 Mutsuz bir beden ölü bir bedenle eş değer. Sevmediğini bile bile belki özler döner diye bıkmadan beklemek ne demek biliyor musun sen? Aylardır tükenmeyen hasretimle o kalbi olmadığını bildiğim adamı bekliyorum. İçimdeki Allahın belası umut bir türlü tükenmiyor. Kin tutamıyorum sana, kötü sözler sarf edemiyorum. 

Biliyorum hiç sevmedin, içindeki boşluğu doldurmak için geldin, beni kullandın, gittin. İnandım sana, her seferinde sensiz olamayıp beni sevmen için kalbimi yordum. Sevmedin. Sevmeyeceksin. 

Aslında benim sonum belli. O kadar aptalım ki beni hiç sevmeyen bir adamı, sevmediğini bile bile beklerken uğrunda döktüğüm göz yaşlarının içinde boğularak öleceğim. 

Bu kadar çok bir insan nasıl sevilir?
Bir adamın uğruna bu kadar nasıl delirilir? 
Bu kadar çok sevildiğini adam nasıl anlamak istemez? 
Bu kadar sevginin hatrına bir gram olsun sevememeyi adam nereden öğrendi?

Seni Sevdiğimi Unut



Daha ne söylenir ki, ne yazılır ki yokluğa? Ne denir ki kıymet bilmeyip çekip gidene?

Haksızda sayılmazsın, kalbinin atmaması senin suçun değil. Kalbi atmayan bir adamı sevmek tamamen benim suçum. Kendimle sorunum ne, kendimi neden üzüyorum bilmiyorum. 

Ne bileyim işte seversin sandım. Seversin sanmıştım. Bitti. Bittiğini idrak ettim. İçimdeki umutlar tükendi. Kabul ediyorum hiç sevmedin beni, şu kadarcık bile. Ve dönmen imkansız. Daha fazla kendimi kandırıp seni beklemeye devam edemem. Bu masalın bittiğini prensin prensesi hiç bir zaman öpmeyeceğini anlamam gerek. Kırıklarımı toparlamaya başlamam gerek. Senin içimde ölmen gerek. 

Kolay olmayacak, elbet üzüleceğiz hatta belki bir iz bırakacak. Üzüleceğim, istediğin kadar iz bırak. Yinede bir şekilde toparlayacağım. Mutlu sonla bitmeyen masalımın en hüzünlü şarkılarla derman bulmasını izin vereceğim. Son damlama kadar ağlayıp acımı tamamen tüketeceğim. Ve seni tamamen unutacağım. 

Ne olursa olsun seni unutacağım.

Seni sevdiğimi unut.

2 Nisan 2015 Perşembe

Gidişine Demetler


'Herşeyin en iyisini hakediyorsun' demiştin. Herşeyin en iyisini hakettiğim için mi benden gittin? Fazlamıydım sana ya da dolduramadım mı benliğini?

Beni haketmediğine karar verdim. Sana göre fazla masum olduğumu düşünüyorum. Seni seviyorum ama ne bileyim, sanırım yalnız öleceğim. Çünkü beni sevmiyorsun ve buna çare yok. 

Vermediğin çiçeklerin ardına sığınıyorum. Bıraktığın ellerim çürüdü. Seni öpemeyen dudaklarımı lanetledim. İşte yokluğun bu kadar delilik.

Bazen soruyorum kendime 'neyini sevdim acaba'. Şubat soğuğunda gelip içimi ısıtmanı mı, mayısın en güzel sıcağında terkedek kadar adil olmayışını mı? 

Eğer beni duyuyorsan en güzel günlerimi seninle yaşadığımı bil. Her gece hala ağladığımı ve beklediğimi bil. Kalbimin ortasından yok olamayacağını bil. 

Keşke yok olsan, bende artık huzurlu günlere ersem. Öyle garip ki, beni mutlu ettiğin kadar öldürdün. Hatta daha fazla acıttın. 

Her zaman ki gibi ne kadar konuşsam, anlatsam, didinsemde boş. Anlamayacaksın. Dönmeyeceksin. Beni sevmiyorsun. Sevmeyeceksin.

Yinede söylüyorum;

Kaçıp gitsem yine sana gelirim. Kaçıp gittiğimde kaybolsam yine sende yolumu bulurum. Kendi içimde ölsem senin kalbinde dirilirim. Sen bunları bilmezsin.