20 Mayıs 2014 Salı

Sizi Unuttum Bayım


Tanışıyor muyuz bayım? Hatırlayamadım, üzgünüm. Lütfen biraz daha yaklaşıp kendinizi hatırlatmayın. Böyle tatlı bir kızı kaybettiğiniz için üzgün olmalısınız. Sizi anlayabiliyorum. İnsanın en sevenini terk edip aynısından bir tane daha bulamamak zor olsa gerek. Sizi anlıyorum bayım. Sizi anlıyorum ve sizi geri kabul etmiyorum bayım. Sizi hatırlayıp yaralarımı açmak istemiyorum bayım. Gerçekten üzgünüm. Artık uğruna şiirler yazdığım adam değilsin, gözüm aydın. Gittiğiniz gün bayım, o günü hatırlayın. Yağmurun toprağa kan kusturduğu günü hatırlayın. Daha fazla geri gitmeyin sadece o günü hatırlayın bayım. Terk  ettiğiniz o günü hatırlıyor musunuz? Hayallerim toz duman olurdu ben size kavuştukça. Ama tozu dumanı o gün yağmurla toprağa gömdük bayım. Biz kalbimle birlikte sizi bitirdik bayım. Biz sizi öldürdük, biz sizi gömdük. Biz şimdi kalbimle birlikte yolumuza devam etmeye çalışıyoruz. Günden güne izlerinizden silkeleniyoruz. Biz mutluluğa yürüyoruz bayım. Siz bu saatten sonra lütfen dönmeyin. Lütfen egonuzu tatmin edecek başkalarını bulun bayım. Ben artık sizsiz nefes alabiliyorum. Teşekkürler yaprak taneleri, ben nefes alabilmeyi yeniden öğreniyorum. Şimdi olmaz bayım anlatabiliyormuyum, artık dönemezsiniz, bizi yeniden inşa edemeyiz, bizi yeniden sevemeyiz. Siz artık benim boğuk kentimin kuş cıvıltıları olamazsınız bayım. Siz artık benim minik kalbimden öpemezsiniz. Buraya değen hüzünleri birlikte toplayamayız. Toparlanmak için size ihtiyacım yok bayım. Mutlu olmak için gidişinize ihtiyacım var. Siz şimdi gidin içinizden sevin bayım, bağırıp çağırmadan içinizden sevin. Bana yaşattığınız kan revan için kendinizden özür dileyin. Siz çok kötü birisiniz bayım. Ben sizi tekrar hayatıma alamam. Yeniden sizi benimseyip ölülerden dönemem bayım. Gidin bayım, biraz daha hatırlatmadan gidin. Bana iyi gelmiyorsunuz. Siz çok kötü birisiniz. Adeta güzel bir adamın karanlık sevimsiz maskesi gibisiniz. Beni yalnız bırakıp ardınıza bile bakmadan uzaklaşın bayım. İliklerim artık sizinle buluşmak istemiyor. Artık dudaklarınızı ısıtamayacağım için üzgünüm bayım.

Sök Kendini İçimden


Kendimi hissetmiyorum. Ölüyor olabilir miyim? İçimde kalan tek şey sensin, sadece seni hissediyorum. Sende tamamen gidersen tamamen ölürüm sanırım. Bu hissettiğim şeyler uyuşturucudan daha garip şeyler, sadece uyumak istiyorum. Umarım sonunda uyumayı becerebilirim. Aç değilim, midem ağrıyor. Gerçi kalbimde ağrıyor. Tam olarak içimde neler olduğunu anlayamıyorum. Ne bir sigara etkisi, ne bir alkol. Bunların tek sebebi sensin. Yüzüm alev ateş yanarken ellerim buz gibi. Ellerimi ısıt gibi romantikliklere girmeyeceğim. Sana dön demeyeceğim. 'Sadece bana neler olduğunu bil' bile demeyeceğim. Umurunda değilim, bu saatten sonra olmasamda olur. Canım çok yanıyor. Hafızam, aklım, kalbim, zihnim çok puslu. Tek bildiğim şey herşey senin yüzünden. Boğazımda gitme diyemediğimde oluşan yumru hala duruyor. Kendimi, sözlerimi toparlayamıyorum. Ben sadece seninle sarhoş olmayı becerebilen biriyim. Senin bıraktığın etkiyi hiç bir kötü alışkanlık bırakamaz. Ardında bıraktığın acılar beni gittikçe içine çekiyor. Düzeleceğime dağılıyorum. Ölüyorum, kahretsin. Uyuyamıyorum, hala. Aslında seni sevdiği falanda yok. Unuttum ama olmuyor işte, toparlayamıyorum. Aniden, sebepsizce gözlerim doluyor. İçimden çok şey geçerken aslında içimden kayda değer tek bir şey bile geçmiyor. İnsan çok düşünmektende delirirmiş. Ölüyorum, yok oluyorum be adam. Nefes alamamak ne zor bilir misin? İçimi dökmüştüm ben sana, kır diye mi dökmüştüm? Parçala diye mi vermiştim sana içi mi? Bu sitemlerim acıyıp dön diye değil. Bu sitemlerim aslında kendime. Seni sevdiğim için değil seni yok olacak kadar çok sevdiğim için bunlar. Parçalanıyorum. Göz yaşı dökemiyor, içimden ağlıyorum. Geçmişimde kaldın ama peşimi bırakmıyorsun. Sadece kalbimden çıkman yeterli değil, damarlarımdanda akıp git. Sök kendini içimden. Sen yok yere varken geleceğime vakit ayıramıyorum. Ölmek istiyorum. Yeter ki tamamen çık içimden. Ben ölmeye bile razıyım. 

Saçmalıklar Birer Masal


Bugün herkes sevdiğinin ardından bir şiir yazarken ben senin ardından bir masal yazıyorum. Artık elimde seni kalbime savunacak hiç bir şey kalmadı. Bu yüzden yeni masallar yazmalıyım değil mi? Kendime anlatacağım cazip bir masal olmalı elimde. Kendimi ayakta uyutacak bir masal yazmalıyım. Ben seni sevmekten vazgeçmek yerine beklemeyi tercih eden bir budalayım. Bu günlerde kendime hiç bakmıyorum, kalem tutmakta zorlanıyorum, tırnaklarım epeyce uzamış. Kesmekte istemiyorum doğrusu, bu tırnaklarla masalımın cadısı olmalıyım. Madem prensesi olamadım o zaman bende cadısı olurum. Sahi, kötü bir kadın olursam döner misin bana? Çünkü artık filmler bile mutlu sonla bitmiyor. Yakında mutsuz sonlar masallarada bulaşır. O zaman ben kötü bir kadın olayım. Kötüler artık daha çok seviliyormuş. Ben sevmekten vazgeçmiş gibi yapsam döner misin ki? Sen hiç bir şekilde dönmezsin dimi? Güzel olan her şeyin sonu ayrılıkmış, ayrılık sadece can yakan bir saçmalıkmış, ve saçmalıklar birer masalmış. Bir varmış bir yokmuş değil, bir varmış bir yokmuşsun. Sen prensin beyaz atı bile olamamışsın. Hep herşeye üşenmiş bu yüzden sana geç kalmışsın. Yürüyen merdivenleri çıkarak geldin bana, ben ise çukurlara düşe düşe uçurumlardan atlaya atlaya. Şimdi yoksun. Bu yokluğun neye değdi bilinmez ama gidişin bana değdi. Bu masal elimde, yokluğunda kendimi kandırmak için yazdığım bir masala dönüştü. Şimdi sen söyle, şuraları toplasam kaç sen çıkar? Varken yoktun, şimdi yokken varsın. Ve ben kafamı toplayamıyorum, konu sen olunca. Şimdi ne yapmam gerek? Yoluma masalları bırakıp hikayelerle mi devam edeyim? Yolumdan çekilmiyorsun ki, sağım solum önüm arkam sen. Bu kalpte bitmek tükenmek bilmiyorsun. Sen sadece gitmeyi biliyorsun. Kendimden eksilte eksilte sana verdim be adam. Sen şimdi böyle kestirip atamazsın.

9 Mayıs 2014 Cuma

Aşk Ummadık Anda Ummadık Yaralar Sarar.



Nefes alamıyordu ve bön bön etrafı seyrediyordu. Artık nefes alamayışları karşısında tepkisizdi. Çünkü bir kaç saat sonra geçeceğini biliyordu. Ne zaman bir daha kimseyi sevemeyeceği aklına gelse böyle oluyordu. Artık çaresizliği kabullenmişti. Yalnızlığın dostu olan kahvesinden bir yudum alıp çevresine anlamsızca göz gezdirdi. Binlerce insan vardı, hatta karşısında ona gülümseyen insanlar oturuyordu. Aksine o, kalabalıkta kendini yalnız hissediyordu. Çevresinde onu anladığını söyleyen, aslında tek kelime anlamayan insanlar vardı. O artık bunların hiç birini umursamıyor ve kendine neden diye sormuyordu. Onun artık konuşmaya bile gücü yoktu. O güçlü, alaycı bakışlı bir kızdı. Etrafındakiler onda bunu görüyordu. Ama o bunların tam tersine şuan nefes alamıyor ve arkadaşlarının anlattıklarına odaklanamıyordu. 5 dakika önce yağmur çiselemeye başlamıştı. Nefes alamamasının tek sebebi yağmur tanecikleriydi. O kız aynı böyle bir havada terk edilmişti. O günden beri ne zaman yağmur çiselese tedirginliğini etrafa belli etmemek için ojelerini soymaya çalışırdı. Birden durdu, toparlanması gerektiğini fark etti. Sonra silkelendi ve kahvesinden büyük bir yudum daha aldı. Aynı acı farklı gündü. O buna alışıktı. Aniden nefessiz kalmaya, anılarıyla yaka paça bir olmaya alışıktı. En sonunda karşısındaki arkadaşına gülümseyip kalktı. Oradan ayrıldığı gibi eve gidip kendini yatağa attı. Ağlamadı. Vücudu öyle yorgun düşmüş ti ki bir an önce uyumak istedi. Defalarca gözlerini kapatsada uyumayı beceremedi. Uykuya değil başka bir şeye ihtiyacı vardı. Telefonu eline aldı ve adamı aradı. Ne bir özledim dedi nede bir seni seviyorum. Sadece aradı. Onun konuşmasına lüzum kalmadan karşıdan ses geldi. 'Özür dilerim sevgilim.'
Bu kadar acıya değer miydi bilinmez. Belkide kaybedip kıymetini anlamalıyız. Eğer sevdiğinden eminsen gurur yapma. Sorunlar ayrıyken değil birlikteyken çözülür. Eğer bir kalp ağrın varsa bunu sevdiceğinden başkası çözemez. Seni kırmış olsa bile hala seviyorsan, hala seviyorsa ve pişmansa affet. Çünkü bin kere aşk olmaz, bir kere aşık olunur. Bir sevgili binlerce kez seven bir kalbi kırmış olsa bile, o bir sevgili sevgilisini her defasında ilkmiş gibi affeder. Çünkü dayanamaz, çok aşıktır. Aşk böyledir. Aşk ummadık anda ummadık yaralar sarar.